Umudun çöküşü Şiiri - Yusuf Eryigit

Yusuf Eryigit
17

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Umudun çöküşü

Şehre geldiğini ilk fark eden lağım fareleriydi.
Gelense lağım borularına sığmayacak kadar şişman,
Bir o kadarda sertleşmiş deriye sahipti.
Çekildi kuytu bir yere.
Bekledi hareket etmeden tam kırk beş gün
Geçti harekete bir gece yarısı
Geçtiğinde kıvrılan çelik boruları.
Ulaştı bir konser salonunun bodrum katına.
Gelirdi her gün sayısı binlere ulaşan dinleyiciler.
Gencinden yaşlısına hatta orta boylusuna.
Yer üstünde cümbür cemaat gırla giderken.
Dans ediyordu geleceğin mezar kazıcıları
Metal borular arasında.
Kapı bekçisi fark etti bir gün,
Gördü alışık olmadığı büyük değişimi.
Bu bir fare kemiriğiydi.
Açmıştı kocaman kapıya bir delik,
Orta boylu bir köpeğin sığacağı kadar.
Bakındı sağa sola
İndi bodrum kata,
Fark edemedi bir değişiklik.
Yine bir konser gününde
Seyircinin kalabalık olduğu bir esnada
Ateşi çıktı seyircilerden birinin.
Kendi kafasına uyup inmiş alt kata
Bir sigara içimi zaman içinde
Tamda dönmek üzereyken
Bir kedi çarpmış ve sadece bir sıyrık oluşmuş kolunda.
Döndü tekrardan seyirciler arasına.
Fakat almıştı bir kere öldürücü darbeyi.
Kolunun acısından kıvranırken
Dolaştı seyirciler arasında şuursuz bir şekilde.
Yayıldı ölüm iksiri kalabalıklar arasında.
O anda fark edilmemiş olsa bile.
Kısa bir süre sonra kuyruklar oluşmaya başladı.
Şehrin tüm hastanelerinde.
Hastalar kuyruktayken
Dolaşıyordu palazlanmış fare lağım çukurlarında.
Gittikçe çoğalıyor,
Çoğaldıkça yayılıyordu
Şehrin altını bir ağ gibi dolanan lağım borularını.
Şehre yıkım geldi dediler.
Bu Tanrının bir laneti diyenler oldu.
Durumsa gittikçe derinleşiyor
Yetişemiyordu sağlıkçılar hizmet vermeye.
Onlarda zayiat veriyorlardı günbe gün.
Yayıldı bir gün korkunç bir haber.
Sardı tüm şehrin varoşlarını.
Görülmüş köpek boyunda iri fareler,
Kazarken şehrin ana mezarlığını.
Çıkarmışlar ölüleri yer yüzüne.
Panikledi halk.
Sardı korku dört bir yanı.
İlaç sıkıntısı baş gösterdi ülkede.
Kalktı ölüler her gün
Ellişer yüzer.
Ve bir gün en korkunç haberi ulaştı.
Şehrin yakınında bulunan baraj gölünü istila etmiş fareler.
Kurmuşlar bir yol
Şehre su taşıyan ana borulara.
Oradan yapıyorlarmış geliş gidişleri.
Bir gün bir adam geldi bu şehre
Yolunu şaşırmışcasına.
Dedi ahaliye nedir durum erenler?
Dediler farelerin baskınına uğradık.
Dedi ne yaptınız kurtulmak için?
Dediler yok yapacak bir şey ağlar dururuz.
Baktı adam yüzlerine
Gördüki ölüm korkusu sarmış hepsinide.
Buldu on at arabası saf zift
Yükledi arabalara taşıdı şehrin dışına
Farelerin şehre en yakın olan yerine.
Birkaç teneke benzin dökenden sonra
Çıkardı hançerini boğazladı uzun yollarda bindiği atını.
Ayırdı parçalara,serpiştirdi şehirle baraj gölü arasına.
Tamda zift döktüğü alana.
Aldı eline bir silah yattı pusuya.
Bir zaman sonra et kokusunu alan fareler
Bir akın başlattılar şehre doğru.
Başlarında şehre hastalığı taşıyan
Palazlanmış fare olmak üzere.
Şuursuz bir saldırıyla saldırdıklarında
Attan kesilen parçalara.
Tutuştu bir ateş dumanı göklere uzanan.
Arkadakiler bastırdıkça
Savaşa giden zırhlı arabalar gibi
Yetmedi öndekilerin direnme gücü.
Ve bulandı zift yığınına kocaman bir fare sürüsü.
Kapladı gökyüzünü kara bir duman.
Yayıldı kokusu şehrin dört bir yanına.
Kalanlarıda avladılar teker teker.
Böylece kurtardılar bir umutla yaşayacakları şehri.
Yaptılar bir zayiat dökümü.
Kırılıp gitmişti halkın yarısı.
Şükrettiler kalan yarıyı kurtardıklarına.
Gömdüler ölülerini toprağın karnına.
Girdiler yeni bir döneme
Yeni bir umutla.

Yusuf Eryigit
Kayıt Tarihi : 19.6.2022 07:09:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Yusuf Eryigit