bütün saatler boş
manasız faydasız uğultulu
cazibesi kalmayan eski kitaplar gibi
kokusuz hazsız rayihasız renksiz
uçsuz bucaksız mesafeler boş
gözde yaş
kalpte hüzün
umut ederken birilerini
defalarca beklerken
uzun soluklu yollar boş
ayaz kesmiş kış geceleri tüy kadar hafif
buz tutmuş yakamozlar
kutlu zamanlar boş
göğün katmanlarında yağmur bulutları
kilitleri gıcırdarken sabahın
aydınlanırken fecrin vakitleri
güzelliği solmuş aynalar boş
dudağa değen gümüş iplikler uğruna
düşen simli gölgeler hatırına
altın tozlu büyülü uykular boş
bir kor dem göğüste
aheste aheste döner plak
üstünde birkaç nağme volta atarken
hıfzın yankılarına dokunur sesler
paslı kapısı aralanan ruhun zemini boş
en ince yerinden bölünür şehrin denizi
bir kuşluk vakti hasretin avlusuna koşar adım
bulutlara yansıyan delice sırlar boş
özlem müjdeli gözyaşı damıtır en derin ayrılıklar
zifiri gölgeler, alev saçan dumanlar
ateşten kalan tenha karanlıklar boş
tütmeyen bacaları soğuklar ısıtır
üfler içinde yıllarca biriken ateşleri
sancılarla vurulmuş göğüsler boş
aydınlanır ufukları kış mevsiminin
dile dil söze söz
ümitli bekleyişler boş
güneşin huzmeleri birbirine karışır çoğu kez
ölümcül çığlıklar sökülür gökyüzünden
yakar , acıtır
göğüsten süzülen gözyaşları boş
her özlem bir teselli
her hasret bir avuntu
dal uçlarında salınır sevda çiçekleri
acılara meftun pişmanlık dolu gönüller boş
en karanlık zamanda
en saklı günahlarla
bendi yıkılan yürekler boş
zifiri karanlığa dönüşen kuyular
kör, korkunç , zehirli
yalnızlık ürkütür
yalnızlık kol kanat kırar
kabuslara dönüşen geceler boş
yıldız doğar, ay çıkar
huzmeler serpilir şafak zamanlarına
delikleri yamayla kapatılan kalpler boş
özlem iklimlerine doğar güneşin ışıkları
tutkuları aydınlanır kaç gündüzün
kaç solgun rengin
ıssız evler , sessiz sokaklar boş
nehirler bir avuç su , akar durur
fırtına bekleyen çöller boş
yağmur altında yazılan şiirler
öylesine bahtsız öylesine yoksul
yüreklerde derinden bir sızı
dehlizleri içindeki zindanlar boş
dar kalıplara gelemez ruh
bir ummana açılmak ister
varmak istediği güzergahlar boş
göçerken mevsim
matemliyken yıl
rüzgarın önünde uçuşur yaprak
köpük köpük dalgalar önünde mecralar boş
hava ıslak
ayazlar kurşun rengi
içine sırlar gömülü hıfzın
ışıkların vurduğu pencereler boş
selvilerin hışırtısıyla ürperen
uyku tutmayan göz perdesi boş
en beklenilmedik zamanda
pusuya yatar duygular
yanar aşkın alevi
mühr edilmiş zarflarda fermanlar boş
fersiz el, kurumuş mürekkep
kıyamet kopar lal gövdesinden sözün
acımasız bir yalnızlığın pençesinde mahkum
paha biçilmez mısralarda sevdalar boş
redfer
Kayıt Tarihi : 26.1.2022 16:07:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![İlyas Kaplan](https://www.antoloji.com/i/siir/2022/01/26/umitli-bekleyisler-bos.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!