Ayağıma dolaşmış bir ip yığını
Koparsam annem kızacak
Çıkarmaya çalışsam kim uğraşacak
Tutacak, ellerim tutacak bir gün
Bir daha bırakmayacak ellerini
Sen beni sevmeye dur
Kim bilir şimdi nerelerdesin
Hangi yaban elde, kimlesin
Ah benim vefasız papatyam
Söyle, bensiz neylersin
Kim bilir şimdi nerelerdesin
Büyükler hep anlatırlardı
Aşk soyut diye
Oysa gözlerinde görebiliyorum aşkı
Saçlarına dokunabiliyorum
Tepeden tırnağa hissediyorum verdiği acıyı
Oysa kulaklarımdan hiç çıkmıyor sesin
Dün akşam gördüm onu
Dönmüş
Haberini aldım
Ceylan gözlüm evlenmiş
Üstelik bir kızı varmış
Ben beynimden vurulmuşa döndüm ama
Aynı mahallenin genciydik
Tam karşı karşıyaydı evlerimiz
Gördük, sevdik, birbirimizi beğendik
Daha birbirine değmemişti ellerimiz
Hep utanır kaçardı benden
Uzaklarda arama
Bu şiirler, loş gecelerde yazdığım şarkılar
Bu aşkın hazin öyküsü
Köhne kağıdın titrek yazısı
Bu ağıtlar sana
Seni Seviyorum” iki kelimeden oluşuyormuş gibi görünen bu cümle, bazen takılır insanın boğazına. Sanki bu iki kelimeyi bir araya getirebilmek için binlerce kelime söylemişsiniz gibi hissedersiniz kendinizi. Bu cümleyi normal hayatta rahatlıkla kurabilirsiniz. Mesela, sokakta çiçeklere bakarak:”Ey güzel çiçekler sizi seviyorum veya en sevdiğiniz bir arkadaşınıza rahatlıkla, dostum seni seviyorum diyebilirsiniz. Ellerinizi kaldırıp semaya ey dünya, seni seviyorum diye haykırabilirsiniz. Hatta bütün yıldızlar, Ay, ey Güneş sizleri seviyorum diye rahatlıkla içinizi dökebilirsiniz. Ama kalbinizin yarısını kaptırdığınız, ona bakınca sizin tamlayanınız gibi hissettiğiniz, onu bütün yaratılmışlardan ayrı bir gözle gördüğünüz melek yüzlü varya… İşte onun karşısına geçip de aslında ağzınızdan bir çırpıda çıkabilecek iki kelimeyi söyleyemezsiniz. Seni seviyorum demenin yeterli olmayacağını biliyorsunuz. Çünkü bu iki kelime onu ne kadar çok sevdiğinizi anlatmakta aciz kalacaktır. Ne kadar bağırsanız da, seni seviyorum demek size çok basit gelecek. Bu kadar basit bir cümleyi kuramamak ise sizi ayrı bir taraftan hançerleyecek. İçinizde onun sevgisi fokur fokur kaynarken, kuru bir seni seviyorumun ne önemi var ki? Peki nasıl onu çok sevdiğimizi belirtebiliriz diyorsanız, bunu sadece onun gözlerine bakarak gerçekleştirebilirsiniz. Ama hiç konuşmadan, hareket dahi etmeden. Sadece gözlerine odaklanıp, onu ne kadar çok sevdiğinizi haykıracaksınız. -Unutmayın kelimeler bazen duyguları dile getirmede kifayetsiz kalır. Ama duygular gözlerden okunur.- Eğer gerçekten kalbinizin yarısı ondaysa zaten onun gözleri sizinle konuşmaya başlayacak. Gözleriniz konuşurken siz farkında olmadan kalpleriniz birleşecek. Tek kalp iki kişiyi aynı anda yaşatmaz diyenlere en somut örnek olacaksınız. Onunla olduğunuz zamanlarda kalbinizin bedeninize sığamayacak kadar büyüdüğünü farkedeceksiniz. Bir kalbin ikinizi birleştirdiği gibi sizi de ayrı ayrı iki kalp yaşatacak. Biri kendi kalbiniz diğeri ise onun ki…Kendi kalbinizin sol tarafınızda olmadığını fark edeceksiniz, bazen size uğrayacak bazen onu bulmakta zorluk çekeceksiniz. Ama onun kalbi bütün sıcaklığıyla her zaman sol tarafınızda sizinle beraber olacak. Ne kadar hızlı koşarsanız koşun, hiç yorulmadığınızı fark edeceksiniz. Çünkü sizin kalbiniz yorulursa onun ki sizi yaşama bağlayacak. İnsanın beş duyusu var diyenlere siz altıncısının da olduğunu söyleyeceksiniz. Onun ellerinden tuttuğunuz zaman daha önce hiç hissetmediğiniz bir duyunuzun devreye girdiğini fark edeceksiniz. Normalde iki simitle doymayan siz, onunla tek simidi paylaştığınızda bir hafta yemek yiyemeyecek kadar tok hissedeceksiniz kendinizi.Onunla sokakta yürüdüğünüz zaman, her zamanki kaldırımlar o gün daha bir farklı dizilecek ayaklarınızın altına, her zaman ki balıkçı amca o gün daha neşeli ve daha pozitif gelecek size. Önünden geçerken burnunuzu tıkadığınız belediye çöplüğü bile o gün hiç kokmayacak.Çocuklar her zamankinden daha neşeli oynayacak parkta. O gün bulutlar ilk kez gülümseyerek yağmur yağdıracak. Ve siz ilk defa yağmurda sırılsıklam olmaktan bu kadar çok zevk alacaksınız. Hayatta kelimelerin büyüsüne inanmayan siz, “Seni” “Seviyorum” kelimelerinin yan yana gelmesiyle sihirli bir kapıyı araladıklarına şahit olacaksınız. Seni seviyorum dediğiniz gözlerde eğer sizi seviyorsa, bunları ve daha fazlasını yaşamaya hazır olun.Ama sevdiğiniz o meleğin gözleri başkasındaysa… Tadınız kaçmasın diye olacakları bu yazımda eklemek istemiyorum. Siz inşAllah Seni Seviyorum ile sihirli kapıları aralayanlardan olursunuz.
Hoyrat gecelerin teninde saklı düşlerim
Son köpüğüyle tutunuyorum geceye şekersiz kahvemin
Seni anımsar gibi oluyorum
Kürtaja uğruyor sana dair doğmamış ümitlerim
Sonra tekrar tokmağına asılıyorsun gıcırdayan düşlerimin
Kopacağını bile bile tutunuyorsun seni iplediğim günlere
Her zaman ki gibi gün ışığıyla yola koyulmaya hazırlanıyordu karınca. Yine uzun yolculuğun ardından kışa köprü kurmayı amaçlamıştı. Ama bu sabah ters giden bir şeyler vardı. Alışık olduğu o güzel sesten mahrum uyanmıştı bugün. Horoz, bu sabah nedense ötmemişti. Bu durumdan şüphelenen karınca, horozun evinin yolunu tuttu. Kapıyı çaldı, biraz bekledi ama ortalıkta ses seda yoktu. Biraz sonra karşı mahalleden; ibiklerini dikmiş, garip bir gözlük takmış, kulağında kulaklıkla horozun geldiğini gördü. Karınca şaşkınlıkla: "Horoz kardeş, neredesin sen; ne bu halin, bu saatlerde o güzel sesinle uyandırırdın bizi." dedi. Horoz: " Gece eğlenmekten uyuyamadım ki, sabah sizi de uyandırayım." dedi. Ve yorgun bir halde evine girdi. Ertesi sabah yine aynı saatlerde olanlar oldu. Karınca, korkuyla yuvasından fırladı. Çok garip bir müzik sesi geliyordu. Karınca, sesin horozun evinden geldiğini fark edince, hemen horoza gitti. Kapıyı birkaçkez çaldı ama horoz müzik eşliğinde dans etmekten kapının sesini duymuyordu. Karınca, ısrarla kapıyı çalınca horoz durumu fark etti. Karınca: " Horoz kardeş, ne yapıyorsun sen, delirdin mi? " Horoz:" Her gün aynı ötüş tarzından bıktım, biraz hareketlenmek zamanı geldi diye düşündüm." dedi. Karınca, tek kelime etmeden oradan ayrıldı. İçinden: " Hey gidi horoz kardeş, seni de değiştirdi ya bu Avrupa, şu gençler neylesin." dedi.
Ağacın üstünde yeni olgunlaşmış elmalar dururken, ağacın altına düşenleri toplamak niye?
Ahhhh kayıp ütopyamın taçsız prensesi
Yarınlarımın çıkmaz caddesi
Kalbimin nefesi, aşkımın minik faresi
Oysa seni bana vermişti, kimsesizler kimsesi
Aklıma gelipte hayalini kuramadığım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!