İçi ve döndüğü yönü düşünür
gece uykusu kaçmışsa
İlk uçakla gidenin bir kırmızı bir de siyah gömleği vardı
eski kayıtlar
barda oturan o eski adam
1
kafein, parasetamol, suskun hayaller
kıyıda bekleyen yalnızlık
geçen zamanın hüznü
2
Yağmurdan korkmayan çocuk
yağmur dinince
sokağa fışkıran diğer çocuklara bakıp
eve gitti...
sadece ben gördüm.
Ormanda birbiri ardına dizilmiş, birbirinin resmini çizen yedi cüce ressamdan biriyle uzaktan akraba oluşumuzun en kısa hikayesi, onun bir yel değirmeninin 12. katında dünyaya gelmesi, gözlerini açar açmaz karşısında şimdilerde ortak dostumuz olan emekli mareşali görmesi ve mareşalin onun kulağına ezan okuyup, ismini söylemesinden sonra benim cüce dostumu, dünyaya getiren ana rahminin biraz üzgün de olsa tıpkı geldiği gibi gökyüzünde birkaç daire çizdikten sonra, solgun mavilikler içinde kaybolması ile başlar. Günlerden pazardır. 4 Ocak 1998, Pazar...
Bir berber çırağı kılığına girip
gamalı haçlar çizmiştim okul duvarına
gizli planları olan bir berber çırağı
Başka hayatların kokuları vardı
kapı önlerinde, midem bulanıyordu
Bırak beni
kaçır
şeytanlar çıksın içimden
sen katil ol, ben maktul
sen katil ol, ben kanatları yolunmuş, rezil
sen katil ol, ben ağlanacak haline bile ağlıyor
Sağım solum ebe sobe
bulantı
trenlerden ve otobüslerden
nefret ediyorum artık
Her sabah kendimi insanlara atıyorsam
saçlarına şarkılar mırıldandı
-yum
dedi
-gözlerini
ve ellerini alıp ellerine
fısıldadı kulağına
Şehrin karanlık bir haritasından
başka bir karanlık yaratıyorum kendime
balkonu güneş gören bir apartman dairesi geliyor aklıma
boşluk, sürekli bir ışık ve yalnız bir bekleyiş
kulaklarımı, kalp kapakçıklarımı zorluyor beklemek
bekledikçe anlıyorum
Düşmanı denize dökülmüş bir şehrin
düşman döşeklerinde
uyumak ve hayal kurmak sarhoşa yakışıyor
yiğitlik de öyle
Dayanılmaz ve eski moda bir balıkçı bakmaktadır
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!