Borçluyum esen rüzgara
Senedim var yaşayacağım hayata
Ama ben uğradığım her limanda
Dibini fare yemiş
Peynir gemisi gibi
Yan yatmışım
Geceye karıştım sabaha karşı
Gölgemle aradım beni
Bulamadım
Çaresiz yıldızlar
Ucu bucağı olmayan kaldırım taşları bir
Mezar taşı gibi dikildiler
Karanlığın kimyasına karıştım
Bir gündüzün öğle vaktinde
Özgürlüğüm tat aldı
uçan kuşun kanadında
Bedenim kalabalığa mahpus düştü
Ayazdı ama
Aymazdı gece
Yağardı karlar ama
Düşmezdi yere
Öğüdünü dinledim
Yüreğimin götürdüğü yere
Düşünsel duygularımın
Doğrusal düzlemine yürüyorum
Vakit gece yarısı
Sabaha karşı
Sesler duyuyorum
Cılız ışıklar altında
Dün gece
Oyunlar oynadım
Çocukluğumun düş bahçesinde
İçimdeki çocuk büyüdü
Ben öldüm
Üşüdüğümde
Umutlarım
Tılsımı bozan bir ayna gibi kırık
Düşlerim,haykırışlarım
Bir gölgenin silüeti gibi silik
Ne olurdu yarınlara umut olabilseydik
Çocuklar görmeseydik ruhları
biraz daha kendimdeyim
biraz daha yarınlardayım bugün
bugünümü dün gibi yaşamaktansa
yarınları bugün gibi yaşarım
gözyaşlarımı akıttım dünlere
Katık ettim yanlızlığımı
Soğuk geceye
Sabahı olmayan bir zindana kapattım
Çaresiz yüreğimi
Ne farkım var zulmedenden
Yıllarca hapsettim
Kim vuracak işte
Kim?
Sorgu bunun üstüne kim
Hayat zaman üstüne
Zaman uçsuz bucaksız
Bugünü görebilenlerden olmak şanslı kılıyorsa bizi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!