Çaresiz unutucam yüzünü,
Yavaş yavaş geçecek, yıllar üzerimden
Hatıran hayellerimi, terk edip gidecek.
Ve bir zaman sonra;
Gözümü kapayıp, seni düşündüğümde,
Aklıma gelmeyecek yüzün.
Artık,yatağa yapışıyorsam sabahları,
Farkı olmuyorsa, cumayla pazarın,
Daha az seviyorsam yağmurları,
Sebepli sebepsiz, ağlıyorsam
Geceleri,
Bir haziran günü, öldüğümdendir
mevsim kış ortası,
sıcaklık sıfırın altı,
kar lapa lapa değil,
döve döve yağıyor.
bizden başka kimse
yok etrafta.
Yaşamak öylece ve gitmek geldiği gibi,
Yaşamak hayatı müdahalesiz, geldiği gibi.
Yani sen oradayken, sen yokmuşşun gibi,
Yaşamak hayatı.
En söz söylenecek yerde susarak,
Denizin mavisinde, arama onu.
Ya da, güneşi sarısında.
Ömrünün yarısında bi adam sevdi seni.
Sonbaharın hüznünde, arama onu.
Ya da, ilkbaharın neşesinde.
Hep, aklının köşesinde,
Zaman, çok şeyi götürdü hayatımdan.
Önce sen gittin, sonra ben.
Yıllar geçse de, tükenmez dediğim sevgiler,
Albüm yapraklarından, gülümsüyor şimdi.
Yağmurlar üstüme değil de içime yağarken,
Zamanında, bir koyup,
Koydugumuzla kaldığımız, topraklarda,
Varsayımlar üzerine, kan dökülüyor şimdi.
Pazar yerleri, can pazarına, dönüşüyor.
Ölmekten beterdir, ölüm korkusuyla yasamak,
Bilenler bilir.
Ve birbiri ardına söner tüm ışıklar.
Köşedeki bakkal da çektiği vakit kepenkleri,
Artık, kimseler kalmamıştır mahellede.
Ve sen sabaha kadar yanan bir ışıksındır,
Sakin mahallelinin gözünde.
Herkes çekildiği vakit yuvasına,
Lüzumsuz, ispata çalışmak bir sevgiyi
Bunu göremeyeni,bu kadar sevmekte de,bir hata var.
Ve eğer,Ferhat dağı delerken
Aslı orada, öylece bekliyorsa,
Yazık ki; halka hizmetten öteye gitmez,
Ferhat’ın yaptığı.
Nereden bilebilirdim ki,
Köşedeki kırtasiyecinin,
Tasını, tarağını toplayıp,
Köyüne döneceğini.
Ve bir daha,hiçbir boyanın,
Hiçbir bulutu, o kadar pembe yapamayacağını.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!