Saatler 04.17 zamanın büküldüğü zaman.
Saniyelerin saatler sürdüğü an
Her yer zifiri karanlık
Beşik gibi sallanan binaların çatırdamaları eşliğinde
Çığlıkların duyulmadığı anlar
Tüm bağrışmalara karşı sağır olmanın
Kanadı kırık bir kuşum pencerende,
Gece demem gündüz demem seni izlerim.
Gün ağarıp ay güneşe erende,
Pencerene yağan karda hala ayak izlerim.
Hasta bir kalbim var dermanı sende,
Bu; Aşkı anlamayanların anlaması için yazılmış bir fecir,
Ecrini canana bağışladığım, günahını boynuma aldığım aşkıma kefildir.
Bu; Sigara dumanında gözlerim yanarak odamdaki hayalini görüşüm,
Sana kızıp, nazından usanıp ama sonunda hak verip tekrar sana dönüşümdür.
Bilirsin coştu mu önünde çin seddi olsan duramazsın,
Bir su gibidir, durdurmak istesen, zincir vuramazsın,
Acıkır yemez, susar içmez, üşüse belli etmez,
İstediğini almadan asla durduramazsın...
Haksızlık başını almış yürümüş,
Uludağların zirvesini sisler bürümüş,
İti de çakalı da kurt postuna bürünmüş,
Düzenin çivisi çıkmış, içi de çürümüş.
Akan göz yaşları, kırılmış kalpler,
Bu bir aşk hikayesidir derdi dedem başlarken söze,
Öyle anlatırdı ki, aşık olmak isterdim bir çift göze.
Her aşk hikayesinin sonunda değinirdi şu söze,
Aşk deyip geçmeyin, aşk; öze inmektir öze.
Yıllar geçti ne götürdüğünü fark ettirmeden,
Kor alevler yetmedi yüreğimi yakmaya,
Bir ceylan misali bakışın yetti.
Bu hayat yetmedi yüzümü güldürmeye,
Derdime derman olan gülüşün yetti.
Dört mevsimin üçünü tattım aşkınla.
Önce sonbaharı yaşadım.
Seninle iken her saniyem,
Sensizliğin neden olduğu acı yaktı içimi.
Sararıp solan yaprak misali düştüm toprağa.
Ardından kışı gördüm.
Apansız bir titreme alıverdi bedenimi
Hasretin soğuk bir rüzgar gibi eserken
İçerimde bir fırtına koptu sanki
Fırtına öncesi sessizliği beklerken.
Goncagülüm,
Gül cemalini görmek ister yine gözlerim
Yüreğime ağır geldi uzakta oluşun
Hasretinleyim
Mercan gibi gözlerinde kaybolup,
Akıp giden zamanı düşünmeden
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!