Köpekleme yüzen albatros, kanatlarında
.. beş kere daha muktedir;
gök kürenin,
yosun tutan ama tuttuğuna kalkan şaşı, okyanuslarında -
ışıldayan yıldız kollarında,
şekli beş toz sancak uç fırıldaklarından …
Nöronlardaki fikir sekmeleri:
(Öbeğinde bir orta alan -dönüşümsüz evrenin
- kendisi olduğunu bilmezden gelmesi, çelişkisinin;
bu anlamda, bir yalan mıdır, değil midir?)
bir fasıl kötüye kullanırsak;
kolaydır, kitap yakmamız.
Bizi bırakmayan soluduğumuz havanın içeriğine bezeşen notalar
ve su geliyordu oradan …
Albatros, avuç içleriyle denizi çeken;
.. ki ve ama, dere geliyor, o koca nehirden.
*
Su, soğuyunca katılaştı ve buz oldu
ve buzullarda yüzdü katı faz, yüzeycesine durdu -
genleşti mealsiz, yayıldı, katılaştı ve yukarıda kaldı
Soğuk hava akımının,
hissedişi sezemeyeceği demecini veren:
Kimdi bu düzemece?
*
Katılaşan su, böyle; buzun yukarısındaydı.
Ama o, aşağıya baktığımızda, yukarımızdaydı:
Altımızda, büyük su kütleleri;
Onlar yukarıda olsa, sanırım her yer buz keserdi.
Ve de yaşamın, evrim düzleminde
Zeka edinişi kadar tuhaftır:
İlk molekülün cansızlık aşamasından hayat kazanışı,
Vuku buluşudur;
canlı organizmadan girişiyle, bir virüsün, içeri …
(ki hastalık edimleyen;
devam kazanan, post ütülü)
*
Tüylü kollu bir habis sızdığında, öteye vücuttan;
kendisi salandı buzu, suyun:
Nabız hikmetinde, pulsarlar görünür ışıldadı;
yüzeyde bir porsuk başı:
Oksit ile hidrojen, üst tabakadayken -
kendi kanatlarıyla ve el ele
- kıllarıyla bedeninin, derelerde yüzüyordu.
Kayıt Tarihi : 10.10.2004 11:00:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (2)