Ne devlet baba, ne vatan anadır.
Ama askerlik kutsal, bayrak kandır.
Peki, hangi zenginin oğlu asker olmuş.
Hangi vekil çocuğu, askerde vurulmuş
Yıllardır köylü çocukları, gider askere
O maziye baktım, aklımda üçbeş obje.
Ömürden yarım asır, arkamda kalmış.
Gelecekteyse, ömür yetmeyecek proje,
Yarına ruhsat yok, nefsim oyuna dalmış
Hala ölmeyecek gibi, dünyada gönlüm.
Duymak, anlamak mı, duyunca kansın.
Kendini bir şey sanan, her şeye inansın.
Kimse, kendinde olmayanı sana vermez.
Bin alır "bir" der, bin verse "bir" diyemez.
Kalp akıldan yakındır, var mı bir itirazın?
Kalbi dinle, faydası çoktur alınan hazzın.
Gecenin karanlığı sarmış ruhumu,
Örümcekler ağ kurmuşlar içimde.
Yıpranmış duygularım yorumlarımla,
Fethi etmiş beni düşünemiyorum.
Esen rüzgârların, matemli sesleri,
İçime, canımı yakan öyle bir acı çiledi ki daha dün.
O canımdan çok sevdiğim, annemi kaybettiğim gün.
Dizlerimin bağı çözüldü, cımbızlarla yolundu tenim.
Dikildiğim yerde yığılıp kaldım, kaldırmadı bedenim.
Ateşin düştüğü yeri yaktığını, o gün anladım ben.
Allah sabırla beni sınarken, utandım kendimden.
Şehirlerde, onca gökdelenler görürüz.
Her beldenin, birde yerdelenleri vardır.
Göz yüksektedir, yere bakmaz yürürüz.
Gökdelene inat, yerdelen ebedi mekândır.
Gece rengk renk ışık cümbüşü, gökdelenler.
Bir nurdu o, insanlığa gönderilen rahmet?
Devesinde, güneş gibi parlıyor Muhammed.
Arkasında Ebubekir Sıddık, ikinin ikincisi
“O dediyse doğru” diyen, Mekke'nin efendisi.
Doğrulukla adalettin timsali, Ömer’i gördüm.
Elinde üç hurma, başımı kumlara gömdüm
Herkes dünya derdinde, hayat çekilmez olmuş.
Kulda takat kalmamış, çalışmaktan yorulmuş.
Çarşı, Pazar dolaşılır defolu mal almak için.
Ona buna dalaşırlar, bu maaşla zordur geçim.
“Borcu nasıl öderim” herkes onun derdinde.
Tenine esir, tenine tutsak bu bedenim.
Benim için yaratılmış olman, nedenim.
Söz kadar köz acı vermez, bu yürekte
Hır çıkaran geride, sır saklayan beride
2013
Tebdil-i kıyafetle sultan, pazarda dolaşırken,
İki keklik görür bir akçeye, diğeri bin akçeden
Sorar satıcıya “ne bu işin sırrı, nedir farkı?"
satıcı “o kekliğin bin akçeden fazla” der hakkı.
Padişah, “nasıl aynı kuşun fark bin akçe eder”
Satıcı çatar kaşını, “ötünce karşı dağlar inler”
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!