Yemedim yedirdim, içmedim içirdim seni
Aç ve susuz bıraktın ele düşürdün beni.
Bir ömür uğraştım, gevişimi verdim sana
Şimdi çok gördün, bir lokma ekmeği bana.
Onca borç ve haraca girdim, seni okuttum,
Bir duygu sarıyor geceleri benliğimi,
Karmakarışık düşünceler içinde.
Kaybediyorum düşüncelerde kendimi,
Uyuyamıyorum.
Başım yastıkta, gözlerim tavanda
Konuşana kulak ver, sözü herkes verir.
Dinlemek maharettir, sohbeti herkes bilir..
“İki dinle bir konuş” demiş, atasözümüz.
İki kulak bir ağız, iki dinler birdir sözümüz.
Ölürsek “cennet”, kalırsak “devlet” bizim.
Türk isen dünya, değil isen Türk’le tezin
Bir inşaat vardı, çocukken savaşçılık oynardık.
Sabahtan akşama, çocuklarla savaşa yapardık.
O inşaatın bir bekçisi vardı, adı Rahmi amca
Galiba yıllar önce öğretmenmiş, emekli hoca.
Rahmi amca geldi mi, dört bir yana dağılırdık.
Dünya değirmen taşı, durmadan dönmekteyim,
Ben gözü bağlı kör katır, döndükçe ölmekteyim
Ölüm öncesi su ömür, ömür sonrası ölüm kum
Zamansa ömrü yutan sünger, en büyük vakum
İlk istasyon son düdük, ta berzaha uzanan ray.
Dolu gidip boş dönüyor, uçan tahta tramvay.
“Ah” alan “oh” diyemez, “of” la geçer ömrü
Bir alıp bin verir, takas eder elmasla kömürü
Kendini bilmezleri bilmek, Allah'ım ne zormuş
Aklın alamadığını, yürek nasıl alabiliyormuş?
İnsanları tanıdıkça, hayvanları çok seviyorum.
Zenciyi öpmekle dudak kararmaz,
Ar yüzde kalır, kar sözde kalmaz.
Yaşam fanidir, özünü kaybetmeyin.
Beğenmediğinizi de, ele vermeyin.
Toplu iğne gibi, başın dik dursun.
Kalfa olmadan ustalık, hayal olsun.
Yaşım on yedi, yüksek okulda tanıştık.
Eve davet ederdin, sohbetlerine alıştık..
Farklı okullardan, mütevazı arkadaşlar.
İçim titrerdi de, üşütmez buz gibi taşlar.
Yurdun dört bir yanından, temiz yürekler.
Benim gibi utangaç, çekingen ürkekler.
Kırk haftalıkken doğmuş, Kırkpınarlı Abdi.
Onun taşıyla delindi, kör kuyunun dibi.
Kırk akıllı şaştı, işimiz zor olacak diye.
Kırk dereden, tam kırk testi geldi hediye.
Denir “bir fincan kahvenin, kırk yıl hatırı var”
Madem ki emanet, kırk başlı bu canavar
Tüy bitmedik yetim hakkı var, her kuruşun da
Hizmette ilerde, ganimette geri kurtuluşunda.
Hak etmediğin üç kuruşa tama edip kanma,
Kul hakkının hesabı zordur, ganimet sanma.
Şeytan, nice hizmette Müslüman kanına girdi.
Onlarda biliyor dava hor garip, bu dava hakirdi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!