Dullar bilir eski koca nerededir, yenisi bilmez.
Çok güvenirler, görmeden “aldatıyor” demez.
Erkeklerse şüphecidir, havadan nem kaparlar.
Laf olsun diye derler ki “kadın istedi mi yapar”
Aldatan erkek sayısı kadar, onca kadın vardır.
Kadın isterse, kocayı bir değil on kere aldatır.
Yüceldi namımız ve şanımız,
Üzengini öptürdüğümüz atlarla
Üveyk’le, takas ettik kanatlarımızı
O nur yüklü ve onurlu kanatlarla.
Tozla, duman habercilerimiz oldu,
Ulaştığımız dağların doruklarında.
Âşık olacak kadar deli miyim derken,
Deli olacak kadar, âşık oldum meğer.
Senin yokluğun değil midir, bu bana?
Yüreğimdeki sevgiyi, çok eden değer.
Beni, unuttuğunu unutmuşum ben.
Ne eş ne dosttan, fayda görmedim
Gurbet elde geçti ömrüm, gülmedim.
Akraba ziyareti, bayram bilmedim.
Gurbet deyip geçme, zordur arkadaş.
Gün gelir dert içinde, dost ararsın
El sıkı, kalp dar, kursak geniş olur.
Meyvesiz ağaç gibi başı dik durur.
Oysa keskin kılıç ipeği bile kesmez,
Rotasız gemi, yelkenine yel girmez.
Dostun yüzü ak düşmanın gözü pek.
Ateşi duman, kaderi aman bilmektir
İçimde bir his var,
Yüreğimde sancı.
Neden herkes vefasız,
Neden böyle yalancı?
Bedenlere saklanmış.
Köpek aynı köpek, ikramı da aynı yal
Yala alışmış bir kere,ona biraz kepek al
Bir ileri iki geri, hayat maratonu birincilik
Düşüncede ilericilik, icraatta gericilik?
Dün bebektim beşikte, dünya salıncak.
Bugün saçım sakalım ak, kim sallayacak?
Uykuya dalma zamanı, vakitsiz sanma vakti.
“Doldu” der Azrail, “o vaat edilen ömür akdi”
Günün sır sessizliğini böler, okunan saladan,
Kimi gelmemiş, kimi gitmiş, komşudan kalan.
Matemli düğünden habersiz, sessiz çığlıklar,
Dönüş olmayan en uzun yolculuktur, ayrılıklar.
Yetim malı yiyenlerle,
Arkamızdan gülenlerle,
Rüşvet alıp verenlerle,
İşim olmaz, aşım olmaz.
Yalanlarla dolanlarla,
Beklenen değil, bekleyen özler.
Günlerce, aylarca yolunu gözler.
Ağızlar namlu, kurşundur sözler.
Düşünceler kurşun geçirmez
Kin büyüdükçe, kindar küçülür.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!