Ufka çizdiğim bir gölgeydin sen
Ne zaman gelsen kalemim mühürleniyordu kağıda…
Aslında sonu olmayan bir gerçektin sen
Ne vakit gitsen,
Gidişin eserlerimi canlandırıyor
Beni öldürüyordu…
Seni beklerken korkuyordum yalnızlıktan,
Oysa yalnızlığım içimde en acılı günlerini yaşıyor,
En zehirli sigaralarını tüketiyordu.
Bir türlü bitmiyordu yolculuğun,
Ağlayan gözlerimle uğurluyordum seni
Ve gittiğin gün bir posta da yağmur yağıyordu…
Alışmışken alışa gittiklerime
Çıka geliyordun.
Nokta gibi zaman dilimleri
Akreple yelkovanı titretiyordu…
Gülüşüne kilitleniyordu bakışlarım,
Yırtıyordum gittiğin vakit sürgünlerini,
Dönüşünde takvimler aşka geliyordu.
Bir bardak su içiyordum korkularıma,
İçim sevinçten esrarengiz renkler alıyordu.
Aşkın en günahkâr sahnelerini sunuyordun bana,
Kördüm cehennemi göremeyecek kadar…
Pişmanlıklar sen gidince,
Keşkelerle kol kola girip kapımı çalıyordu.
Yalnızlığım, ben, keşkeler ve pişmanlığım
Günlerce aynı tabaktan meyveler yiyip, çorbalar içiyorduk.
Sağanak yağmurlar inadıma iliklerime işliyordu…
Ufka çizdiğim bir gölgeydin sen
Beni ne kadar zor duruma soktuğunu
Hiçbir zaman anlamadın ama
Ben ne zaman ufku fark etsem
Atıp üstümden
Yalnızlığımı, keşkeleri ve pişmanlığı,
Koşup geliyordum yine sana,
Şimdi ne beni üzen gidişin,
Ne de sevindiren dönüşün kaldı.
Keşkeleri yaşadım, pişmanlıkla oynadım
Ve yalnızlığımla seni aldattım…
Ufka çizdiğim gölge yerini terk etti
Aşkın en günahkâr sahnelerinde oynamaya alıştım.
Son gidişin en güzel eserlerime can verdi,
Anlayacağın artık canlanacak bir eser,
Dönüşünde aşka gelecek takvim kalmadı…,
Kayıt Tarihi : 15.3.2012 00:06:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!