çektiğim acıların şiddeti
gözlerinde tahlili zor yaralar açar
kalbimin sıcaklığına gel
ellerimin merhametine
kalan en son yeşile yağan rahmete talip ol
canını yakar çektiğim acıların şiddeti
bu sabah yağmurun sesi ve rüzgarın nefesi getirdi
sen dolu dopdolu haberleri
bildim gülümsüyordun
gülüyordum
bu sabah ışıkları sönerken sokakların
soğuk kaldırım üstünde bitti gecenin hengamesi
sevdayı saçına doladım
ardına sakın bakma
akşamları anma adımı
akşamları hayın yalancı
sen anınca
adımı deyince içinden en içine
Önce sendeledi adam ardına bile bakmadan
Bir adım daha dedi bir adım daha.
Şimdi değil dedi şimdi değil.
Düşmeye daha var şimdi vakit dar.
Gözlerini kıstı sonra
Böyle olunca ne zormuş dedi adam
ah hayallerime ışık tutmayan süreyya
mevsimin en keskin köşesinde kalan gençliğimi sunmuştum oysa
gün gece ortası bir yerde
sağanaklar arsında
el yordamıyla sarılan yaralar kabuğa durmadan daha
daha açmadan ilk tomurcuk
gel etme eyleme
kanı çekilmeden bir seher gözlerimin.
biz seninle
sevebileceğin yarınlara ramak kala tükeneceğiz.
bir yaprağı hep eksik olana papatyalara dokunmadan....
gel yapma bunu bana
saçların dedim
boynunu büktün
eskiden olsa
elini götürürdün
mahcup
yüzün kızarırdı
yürü gülüm bahar ardın sıra gelsin
eteklerinde çiçeklerle
dağ dağ yayla yayla
memleket koşsun peşinde
ama sen aldırma uzaklara
uzaklar dediğin kaç saatlik ara
ertelenmiş hayallerle giremezsin güze,
acıtır fıtratı gereği düşen yapraklar bile.
her güz hüzzam makamında sancılara gebedir
dağ mavi ve sarının gayri meşru çocuğunu atar sırtından
gel
son/ baharımız olmasın bu mevsim
hep yalan
herşey yalan
aklıma geldikçe çıldırdığım yokluğunun dışında kalan
kahrını taşıyorum kambur gibi sırtımda
içli nağmeleriyle eziliyorum şimdilerinde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!