Parlak bir yıldızın
Akşamı aydınlatan
Kamere nispet edercesine
İdrak sınırını zorlayan
Zühre'yi kıskandıran
En temiz ışıldamasısın
Mala, mülke tamah etme,
Gönlün zengin olsun yeter,
Dardayım diye ah etme,
Ufkun engin olsun yeter.
Fırtına koparsa anda,
Şimdi benden ıraksın ya,
Sana sözüm yok mu sandın?
Ben İran sen Irak'sın ya,
Sende gözüm yok mu sandın?
Bakma sakin olduğuma,
Sevda denen uykuyu uyumuşluğum vardı,
Ama hiç bayılmadım böyle derin bir aşkı.
Biz ki,
sevdiğimizi söyleyemediğimizden
sevilmedik.
Oysa ne çok kelam sarf ettik
o mânâya dair,
ne çok kez çatladı,
Yârin aşkıyla lâl dilim çözüldü,
Bülbül sohbetimi kıskanır oldu,
Vuslat Himalayalar'a yazıldı,
Ferhat gayretimi kıskanır oldu.
Aşkı varsa, benden zengin yok dedim,
Güle baktım, gülden öte
Gülde beni tanır oldum
Bülbül gibi öte öte
Gülü benim sanır oldum
Beğenmeye nâlayık, ne sureti ne sesi,
Ezelden lanetlenmiş, bir hilkat garibesi.
Dikmiş aç gözlerini, dünyanın namusuna,
Ne meclisine güven, ne melun ordusuna.
Sensizliğe esirim, gel artık kurtar beni
Hasretin pençeleri, parçalar yırtar beni
Sanki ömrüm boyunca, bu âna hazırlandım
Nazarınla köz oldum, hamdım, piştim ve yandım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!