Boşalt nefretindeki koyu kıvamını
organik intikamının ölü sayıcı kıvılcımlarıyla!
Son olacak sanma bunu, kuru yaprak değil
kemiklerimin altında çıtırdayan mukaddes bir ses:
Durma, al artık! Vücuduma yapışan yer çekimini,
kanla boya, damarlarla süsle matemini!
Boşalt nefretindeki koyu kıvamını
Taştan kalbimi sökmek için diriliyorum gövdemden
Zehir gibi yudumlarken kaderimi arzuların kadehinde
içimde birbiriyle yer değiştirir hüzünler
Acıma düşman bulmalıyım, bir sevda yapmalıyım kül-lerden
Belki de imkânsız biliyorum, kaybolan cehennem teni-ni
cennet vadisinde aramak!
Yık ortada ne varsa, parçalanan ellerinle yıka husume-ti!
Boşalt nefretindeki koyu kıvamını
Islak gözlerinle göm cesetleri
Sımsıkı kavra göğsündeki şeytanı!
Nefretindir saadetini ele güne haraç yediren
Kim bu hırsını alevlendiren yangının kibriti?
Kim bu alınyazını alıma mühür gibi işleyen?
Anladım, bu yalnızca ufak çaplı bir devrim
Kayıt Tarihi : 21.10.2025 12:56:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!