duvarda künyesi tanrıda saklı yelkovansız bir saat,
kadranı beyaz, çeperi yuvarlak
altında bir çocuk, hepimiz biraz.
elinde iletki, gözleri mavi, kafası dazlak
duvarın rengi yok, duvar çıplak, duvar çırılçıplak …..
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
GÜZELDİ...KUTLUYORUM KALEMİNİZ DAİM ŞİİR YOLUNUZ AYDINLIK OLSUN ŞAİR ARKADAŞ
SELAMLARIMLA
Şiir, bir resim galerisini gezdiğiniz hissi veriyor
okudukça, ağırlıklı olarak soyut resimlerin sergilendiği bir galeri,
anladığınız ise algıladığınızcadır…
Kimilerine de konuya netlik kazandıracak küçük figürler eklenmiş…
Çıkışta ise oldukça büyük bir somut tabloyla karşılaşıyorsunuz…
Ve bütünlüğü yakalıyorsunuz o tabloda…
Bir günün bilânçosudur izlenen, yani hayatımızın…
Dün geride kalıp yarının senaryosunu bilmediğimize göre!...
Ama! Günün değil dünün getirdiğidir yaşadığımız,
Çünkü 'bugün' hep hasat zamanıdır!
Yani dün ne ektiysek derdiğimiz odur bugün…
Gül yada diken…
Gül dikelim, gül/ü verelim 'bugün' sevdiklerimize
Sevgiyle…
yaşamın dilimleri ve bu dilimler arasında yaşanılanların sorgulanması herşeye rağmen yaşamdan kopmama ..Değişik güzel bir çalışma..
Yürekten kutlarım..Saygılarımla..
cevat kardeşim,
şiir derinliğin,duygu derinliğin olduğunu daha önce de ifade etmiştim.
fakat sen israrla anlatı yazmaya gayret ediyorsun.
yazdıkların kulağa kalbe iyi gelmiyor mu
geliyor elbet.
kalemini anlatı yazmaktan şiir yazmaya yakınlatırdığın gün çok iyi bir şair olacaksın.
ben bu sözümün altına imza atarım.
gözlerinden öpüyorum.
akıcı anlam bütünlüğü sağlanmış..okunası şiir..kutlarım...
Kutluyorum Sevgili Çeştepe. Bir filozof edasıyla insan ömrünü anlatan şairliğine şapka çıkarıyorum.
Zengin imgeleminde göze bulmuş bir ırmak gibi çağıldıyor şiirin sesi. Pergel, iletki, derece ve üçyüzaltmışbeşin zamanla kurduğu ilşki; çarpıcı. İnsan ve ömrü ustalıkla izleniyor şiir boyu. Bölümler kendi aralarında bir bütün oluşturarak, her birisi ayrı bir dönemini anlatıyor ömrün.
Kısacası, usta işi be şair. Sen bu işi yüreğinle omuzluyorsun.
Tam puan benden.
ben her şiirinizde çok şey öğreniyorum teşekkür ederim
Yaşamın içine cebren doğuyoruz.Ya sonsuzluğa göçene değin kaç 365 dereceler tüketiyoruz?Bu sorunun yanıtı tükettiğimiz yılların çarpımıyla ortaya çıkar .
Görecelidir.
Rasyoneldir.
Zamanın ‘’Durdurulamayan,bölünemeyen,ertelenemeyen’’ bir akış olduğunu biliyoruz.Onu, ‘’Dil’in mantıksal yorumlayışına bağlı kalarak’’ve salt özdeklerimizin kavramasına olanak tanımak ereğiyle yüzyıl,yıl,ay,hafta,gün,saat,dakika…’’ gibi genelden özele sıralarız.
İletişimin gereklerinden biridir bu.
Şiirdeki kurmacanın ortaya çıkışı bu espriden kaynaklanıyor.
Zamanın kendi genişliğinden 365 derecelik bir birime örneklik teşkil edecek şekilde kenarından koparmak ve bunu şiire sokmak çok çok ilginç bir buluş olarak geliyor bana.
Bu buluşun şiir içeriği de kişinin bireysel yolculuğuna değgin andaçlarla dolu.
Şair bir bakıma geçmişe dönük yolculuklar yaparak yaşamı sorguluyor.
Bazılarına göre ‘’Geriye dönüş olarak’’değerlendirilen yaşama neleri sığdırmıyoruz ki?
Şiirde buna değgin sayısız örnekler sıralanmış:’’Bir sabah,aç karına külahtan dondurma yalanması ‘’ vd.gibi…
Şair salt içinde oldukları olayları getirmemiş şiirine.Kendi algılayış gücü ölçüsünde ‘’insani’’duyumsayışların etrafında dolanır: ‘’ bildiğin bütün yüzler unutulur, aklına gelmez isimleri tanıdıklarının….’’
Her insanın 365 derecelik kendi periyodu içinde neler yoktur ki?
Alexandre Dumas;sevi,gurur,cesaret konularının o usta yazarı us’uma geliyor.Karısını,yakın dostu ve ünlü ülke sınırlarına taşan Roger de Beauvoir ile yatakta yakalaınca ‘’Beni de aranıza alın’’ der .’’Soğuk bir gece idrak ediyoruz.’’
Kişinin yaşamında idrak ettiği kaç soğuk ve sıcak 365 dereceler vardır acaba? Ve biz bunlardan ne değin etkilenmişizdir ve ne değin başkalarını etkilemişizdir?
Bu sorunun yanıtı zamana perspektiften bakmaya göre doğru orantılı olacağını düşünmekteyim.
Şair ÇEŞTEPE gelgeç bir evrende ,gelgeç bir çağın içindedir.Bu çağ,fizyolojik yeşermeden fizyolojik ölüme sonlanan sürecin adıdır.Bizim gibi orta yaşlıların ağızlarımız sulana sulana geçmişe bakıp,imrendiğimiz çağın adı…
Bebeklikten,çocukluğa,ilk gençliğe,gençliğe..doğru sürüklenişin kademelendiği zaman için Verlaine,bir şiirinde ‘’Ne yaptığın gençliğini?’’başa kakarcasına sorgular adeta kendisini..
Şiirde de genel anlamda böyle bir sorgulama yapılıyor kuşkusuz :
‘’ tanrının avucunun içinde beş kimsesiz çocuk varmış
bir kuş konmuş derken, tam orta yere
biri tutmuş, biri kesmiş, birisi de pişirmiş,
öbürü yemiş, diğeri hani bana, hani bana demiş.
bir kuş konmuş milat çubuğuna, bütün gölgeler silinmiş..’’ dizeleri bu konuyu perçinleyen bir örnek görüntüsü vermektedir.
Her insan gibi Şair de zamandan kopma gibi bir bir duyguya kapılmamıştır.
Kapılsaydı eğer,kafasının ve yüreğini tazeliğinden beslenerek bu dizeleri yazamazdı.
Ama her zamanın , kendi doğasına uygun yaşamlar sunması da doğaldır.
Bir ömrü yarılayan kişiyle ,başına ‘’Biryantin sürerek’’ sokak sokak dolanan ‘’hevesliyi’’ elbette ki bir kefeye koymak olanaklı değildir.
Seksenli yaşlardayken 18 yaşında bir kıza tutulan Goethe’ye ne diyeceğiz?
Sorunun yanıtını bir yaşında şöyle diyebiliyor:’’Kendimi pek iyi hissetmiyorum.Çünkü bu günlerde ne bir kimseye aşığım,ne de biri bana!’’
İşte böyledir zaman..Kimi zaman çarpar insanı,sevdalara salar.Kimi zaman da 365 dereceyi sorgulayan şiirler yazdırır.
Bu harika çalışması için Sayın ÇEŞTEPE’yi tebrik etmeden önce kendilerine güzel bir yaşam diliyorum.Nice 356 derecelerle yoğunlaşan gelecekler diliyorum.
Unutmayınız ki bundan sonraki 365 derecelerimiz de kendi güzelliğiyle nice sürprizler sunacaktır bizlere.Çünkü Şair Vigny ‘’Güzel bir yaşam,olgun çağda gerçekleşen gençlik düşüncesidir.’’der.
Şair Cevat ÇEŞTEPE’yi bu nitelikli şiirinden dolayı tebrik ediyorum..
tanrının avucunun içinde beş kimsesiz çocuk varmış
bir kuş konmuş derken, tam orta yere
biri tutmuş, biri kesmiş, birisi de pişirmiş,
öbürü yemiş, diğeri hani bana, hani bana demiş.
bir kuş konmuş milat çubuğuna, bütün gölgeler silinmiş ….
kutlarım güzel bir anlatım. şiir yüreğinize sevgi ve saygılar
………saat dokuz, sıfır noktası
rahim ağzında kanlı bir çığlık, iki kanatlı pencere ağzına kadar açık
sanki ilk şafağın rengi çağlıyor çok uzaklardan, yeni sabahlardan
cinsiyetsiz bir isim aranıyor kulaklara fısıldanacak, bulunamıyor
em annenin memesini bebeğim bıkıp-usanmadan, dünya dönüyor....... sevgili şair yüreğinize sağlık kaleminiz daim olsun kutluyorum
Bu şiir ile ilgili 112 tane yorum bulunmakta