penceresinde otobüsün
her ayrıntının rüzgarına yelken açmış gibiyim
gökyüzü kurşuniden karaya bulut kesmişken
her yan batmışken gölgeler denizine
altı varoluşu solukladım
otuzunda saniyenin
varan bir
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Bir bilmecesel soru vardır, üçüncü gözünüz olsaydı nerenizde bulunsun isterdiniz diye, çoğu kafamın arka tarafında isterdim diye yanıtlamış. Çünkü giderken arka taraf görülmediği için. Her neyse akıllı olanı her yere çevrilen işaret parmağımın ucunda isterdim diyerek koymuş noktaya da, isterse her parmağımızma onlarca göz olsun arı gözü gibi, o göz görme gücünü gönül ve gözlem gücünden almıyorsa yoktur bir hükmü.
Şairin iki gözü görmekte, üçüncü gözü yolculukta yollarda otobüs camı kenarında herkesin göremeyeği nesneler, değerler, hayatlar. Üçüncü göz. Gönül gözü. Herkeste olmayan.
Yolculukta cam kenarında gönül makinasının deklanşörleri.
Tarlada keçi ve adam. Keçi gevişte. Tablo 1.
Elektrik trafosu dibinde iki sevgili sevgide. Tablo 2
Yol kenarında ezberimizdekilirden bir çocuk Tablo 3
Tuğla yüklenen kamyon, tuğla ocağında. Tablo 4
Tablo 5: (Bu taraftan kalsın, rüzgari kuzeyden)
öbek öbek gözüme dalan kavaklar
kaykılmışlar güneye
kuzey rüzgarlarının işi olmalı
yatık yatık baktıran gökyüzüne
Güneş ve bulutlar Tablo 6
Üçüncü gözün yol kenarlarındaki tablolara astıkları.
Bakarsan böyle bakacaksın. Diyeceklerdir üçüncü göz insanlığındır.
Bu şiiri arkadaşım seçtim.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta