seninle irtibata geçebilseydim tanrım
ve sadece üç kelime hakkın var denseydi
"neden? nasıl? ve aklımdan ikra'yı geçirip "teşekkürler." derdim
zira neyi, neden ve nasıl yarattığını merak ediyordum etmesine de
ikra'yı yarattığın...
özür dilerim.
ikra'yı bu kadar güzel yarattığın için kayıtsız kalamazdım tanrım.
evet teşekkür.
öylece.
yalın.
ve dahi es geçilemeyecek kadar büyük bir mahcubiyet içeren teşekkür.
insanlara da hak veriyorum.
her şey için şükretmek daha konforlu olabilirdi.
hatta futursuzca, "binbir şükür"
"sonsuz şükür yaaa RAAAB" demek.
ulan insanlar
siz var ya ikra'nın gülüşünü bir görseniz.
bir duysanız enes deyişini
neyse...
sizinle muhatap olmak istemediğimden ya bu kağıt, kalem, sigaram ve terliklerim.
ah şu insanlar...
bu kağıtta dahi haketmedikleri yeri nasıl da işgal ediverdiler.
belki de ilk iki hakkımı tükettiğim soruların cevabını henüz alamadığımdandır bu bakışım
herkesin her şeyi bu denli bilmelerini sen sineye çekiyorsun ya rab.
ben çekemedim.
aslında düşündüm de tanrım
dördüncü hakkım olsaydı o da "af" olurdu.
arsızca.
gafilce...
ve ağzı yüzü hüzne bulanık.
Kayıt Tarihi : 5.6.2018 22:49:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!