Gök yerde...
Dudak kıvrımlarımda senden birkaç söz
Karanlıktan aydınlığa düşen bir çift ela göz
Eller semada katran bir gece göğsümde il(ahi) ay
Yeşili soyunmuş yapraklar dolanıyor yürüyüşlerime
Solgun günbatımları
Geceden önce çöküyor düşlerime
Aşk yağsa üzerime karla karışık
Aş(ı) k olsam...
Kulağımda ıslığı rüzgârın takvimler eylül sabahında...
Vurdum yalnızlığın zulmetini dar sokaklarına aşk'ın
Adı sen olan bütün bekleyişler umut
Ve avuçlarımda saklıydı zaman...
/Hoş geldin kara hüzünlerin beyaz kadını /
Kayarken hayatıma
Sonundaydın en mutlu masalın
Bir günlüktü ömrü kelebeklerin
Bir varmış bir yokmuşlar yaşanırdı belirsiz
Akıverdin infilak eden çocuk duyuma
Ellerinde maviye çalan bir elma, adı 'umut' olan!
Yüzüne doğdu en güzel sabahıyla Ankara
Gamzelerinde açıyorken yediverenler
Düş gizemli gözlerinle
Yağdın bana sağanaklarca, nergis kokuyor ruhum
En mavinin hükmünde şimdi benliğim
Umudu çiziyor fırça hayallerime, ressamı sen!
Açılırken sevdaya kapıları mabedimin
Tutuyordu ellerimden ışığa doğan sözlerin!
Boğulmuş bir gök/yüzü buldum özleminde
Rüzgâra heba edip ömrü, sesine kattığım zaman ertesi
Doğan güneşe inat ay gök/yüzünde
Özlem ve hasretin derin bekleyişlerinde
Kutsadım düşlerin gerçeğe dönüş yolculuğunu
Ve umudu yüreğime serpip gözlerken yolunu
Yanımda izmarit mezarlığı
Başım dumanlı
Dumanımda yarattığım her suret sensin
Gamzelerine vurulduğum tebessümün coşkulu!
/Bakışların sanıp
Sen diye yaklaştığım her kadın ürkek... /
Siluetine umudun resmini çizerken esirliğim
Tuvaline derin gölgen düşüyordu yüreğimin
Seyyahsız yolculuğun düşünde kaybolurken şair
Sana sığınıp, boğuluyordum ela gözlerinde
Teninin rengine sarılırken ellerim
Düştüğüm hayallerden sor ruhumun en titrek yerini
Ve dudaklarımdaki rüyamdan öp yüreğimin en saf halini...
Düşlerimdeki hayalin kırağı memleketi
Al savur beni Havva ile çalkalanan aşka
Bu geliş b/aşka...
Bamtelimde sen(l) i çalıyor sevdalılar orkestrası
Bir la minör alıp gözlerinin çıkmazından
Dokunuyorum saçlarının Marmara kıvrımlarına
Adını sayıklar mırıldandığım bütün şarkılar
Filizlenirken aşk ana rahmi kutsallığıyla
İçime düşen içime g/ördüğüm ay
Sen beni karşında çaresiz kalan say
Karanlık pusudan çalmıştım imgeleri
Yetmedi boyum odama düşen aydınlığa
Eylül'e yirmi sekizinci defa uyanan bir sabahın gözlerinden
Sımsıkı tutundu yüzüne prangalar vurulmuş sevda
Güvercinlerin kanat çırpışlarındaki ses kulaklarımda
Gölgen düşüyor Güneş'in üstüne
Şimdi güz yaprağına yazıyorum umudu
Beyazın ruhuna düşerken mürekkep...
'Ve aşk ölüyor yüreklerde'
Yerine üç harf bir aşk etse de
Varlığınla hiçbir ölüm üç harf etmiyor...
*******************************************************************
Gecenin en karanlığında
Adını sabahıma yazdığım
Saçlarını güneşe satan kıza...
İlay Ay'a..
Not: Şiir Antoloji Ankara Rüzgarı Edebiyat Gurubu tarafından Ekim ayı serbest şiir yarışmasında birinciliğe layık görülmüştür...
Emeği geçen herkese sonsuz teşekkürlerimle...
Seyfullah Ali KoçKayıt Tarihi : 2.11.2008 12:47:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Aşk’ın yazılımı kısa olabilir ama yürekte çıkardığı yangınlar çok büyüktür.
“İnsan kalbindeki gerçek aşk dört nala giden bir at gibidir ne dizginden anlar ne de söz dinler. “ Böyle diyen, Konfüçyus çok güzel tarif etmiş aşk’ı. Senin kaleminde de bu böyle olmuş. Dizginleyemeyen bir duygu halinde yazıldığı her halinden belli oluyor.
Satırları çarpıcı ve çekici kelimelerle nakış nakış işlemişsin. Okuyanın can evine nüfuz eden ve uzun süre tesirinden kurtulamadığı satırlar.
Çok az bir zaman oldu şiire başlayalı diyorsun ama ben buna pek katılmıyorum. Şiir yazmasını bilen ve emin adımlarla ilerleyen bir şair Ali KOÇ. Daha da iyi şiirler yazacağından eminim.
~~Şiir Rüzgârı~~ Kasım ayı derecenizi kutlar, daha nice başarılara imza atmanızı Cenab-ı Rahimden diliyorum.
Saygılarımla
saygılar...
TÜM YORUMLAR (2)