Zifiri karanlıkta yapayalnız yürüyorum.
Tahta bir masa buluyorum salaş bir köşede
Oturuyorum.
Niye geldim buraya bilmiyorum...
Beyaz gömlekli biri dolaşıyor,
garson olacak,
Çağırıyor,soruyorum.
Burası da meyhaneymiş,
Dolaştığım yerler hep meyhane mi olacak?
Gene kötü kokuyor burası.
Garsonlar aynı,barmenler aynı,
Mutlu görünüyorlar hayattan
Ya bu masada oturanlar,
Niçin yaşadıklarına pişman?
Boşver diyorum kendime,sana ne?
Getirsene meyhaneci getir de içelim.
En kıyağından doluca-villa,votka
Hadi getirde içelim,
Unutalım herşeyi
Kendimizden geçelim...
Sen de mi garson,sen de mi kadeh getirdin?
Götür bunları istemiyorum.
Artık ben bütün içkileri
Onun gözlerinde içiyorum.
Hadi git yanımdan,
Bir demet gül getir bana...
Sarı,beyaz,kırmızı ateş gülleri...
Hepsi birbirinden güzel
Kokluyorum.
Ne kadar gül varsa koklanacak,
O hepsinden güzel kokuyor
Ama kim inanacak?
Niçin kimse selam vermiyor,
Niçin kimse oturmuyor yanuma?
O da mı dert be meyhaneci, tazelesene...
Ama bu kez kırmızı olmasın şarap
Mümkünse yeşil olsun,turmolin yeşili...
Acıyan gözlerle bakma öyle
Varsa getir diyorum
Gözlerini içmek için şişeden...
Karşımda rüküş bir kadın oturuyor,
Alaycı gözlerle sessizce bakıyor.
Garson söyle şuna gitsin karşımdan
Hoşlanmıyorum anlamsız bakışlardan.
Ben berduşmuşum
Ben ayyaşmışım
Bende yürek yokmuş.
Öyle demişler,
Haltetmişler....
Biliyor musun garson bunlar hep laf.
Durumdan vazife çıkarıp,
Çal da dinliyelim.
Hayat bu dostum
Olmak yada olmamak.
Kiminin payına aşkların en adili düşer,
Kiminin payına da eriyip yokolmak...
Zaman su gibi aktı,nerede masadakiler?
Son bir şişe daha ver garson
Yalnızlığımıza içelim.
Güllerden ayrı,şişelerden ayrı
Buralardan göçelim....
Kayıt Tarihi : 4.2.2007 14:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Döktüm kendime içimdekileri
Başın duman, dünyan duman
Ne zaman ayılacak içinde insan
TÜM YORUMLAR (1)