Olmam gereken resim belli aslında
Boyalar karışmış,
Tuval eskimeye alışmış,
Odasında sabır giysiler gardolabında!
Kapısı giren çıkandan aşınmış
Katlanır kırk üç yılın hatırına
Kim bilir birkaç yılın öncesinden göbek
 
Aşk bu dünyanın ölçüleriyle açıklanamaz sevgili. O ilkel bir acıdır, yaban bir ağrıdır. Gelir  ve içimizdeki o çok eski bir şeye dokunur. Sonra bir perde açılır ve yolculuk başlar. Bu yolculukta artık para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş, anneler ve korkular yoktur. Aşkın kendi gerçekliği vardır sevgili. İnsan bir başka ışığa teslim olur...  
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...
Devamını Oku
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...




yüreğinize sağlık sankide bir tuvale bakaraktan analizi yapılmış. tebrikler.
yüreğinize sağlık saygılar
Tebrikler, anlamlı güzel şiirinize. Saygılar.
Sürecekte kişi kendini boyamadıkça
Boşluk tuvalinde!
Eşekler anırır şeytanlar gördükçe,
Eceli erken sarar insan bunu övdükçe,
Sonbahar yaprakları gibi döküldükçe,
Yaşanmamış tuvaller hep uçacak kışın soğuğunda!
nasıl yapılır ki bu şiirnize, kendiniz yorumunu vermiş med cezirler içinde kaybolmuşsunuz.
Kutluyorum ve bir an önce gelş gitlerden kurkulmanızı diliyor tam puanımı gönderiyorum. Saygılarımla
renklerin alacasında tuvaller...
hayallerimiz ve beklenilerimiz doğrultusunda şekillenirler...
çok güzeldi...
tebrik ederim...
selamlar...
Eşekler anırır şeytanlar gördükçe,
Eceli erken sarar insan bunu övdükçe,
................
..................
TEŞEKÜRLER.....harika bir şiir..
ressamlar,tuval,e isterse nasil bir yasam düslüyorsa bunu yapmak ressamin elinde...sairde öyle...kutlarim Safet
yaşanmamış tuvaller... güçlü bir benzetme olmuş... hayale yansıyan yaşanmak istenen yada hayata alınamayan renkler... kutlarım güzel okuma idi...selam...
...işte okumak istediğim şiir özgürce tebrikler. üstad. Hasan Öztürk
Bu şiir ile ilgili 9 tane yorum bulunmakta