Tutmuştum elinden; anlamıştım çocukluğumu..

Eyüp Gergin
681

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Tutmuştum elinden; anlamıştım çocukluğumu..

Kimseye değil çocukluğuma sordum kendimi bu sabah..
Hiç beklemediğim ama güzel cevaplar aldım; hem de ilginç cevaplar..


Mesela kalabalıktan korkmuyordum ben ama hep bir şarkı, hep bir sesleniş olmuştum kendime. Annemle balkonda semaverden çay içmekle çok mutlu oluyordum ya da onu izlerken mutluluğu görüyordum..
“Bu akşam ne yemek var anne? ” sorularıyla geçti çocukluğum..

Hele daha da küçükken babam bu akşam bana ne getirecek deyip plan yapıyordum, şunu alsın getirsin diye..Ve babam bana hep bir sürpriz yapıp beklediğimden daha güzel şeyler alıp getiriyordu. Bir “hobby” çikolataya tav oluyordum hatta..

Bulaşık yıkarken ablamın yanında olmak gibisi yoktu mesela. Amaç onunla eften püften konuşmaktı asıl olan. Yani ona eften püften gelse de; ki ben çocuktum; ve bana çok şey öğretiyordu o bulaşıklar..

Kitap okumak gibi bir şeydi bana o zaman çocuk olmak..Gördüklerimi,duyduklarımı bir gün yazacağım ve tek başıma da olsa okuyacağım diyen bir “tekne kazıntısı”ydım çünkü daha..

Doğduğum şehirde “kedi kardeşlerim” bile vardı sokakta; annemin kucağında oynadığım.. Bir de küçük küçük köpecikler vardı; anneme neredeyse her gün yara bantı aldırtan, parmaklarımı dişleyip sardırtan.. Lakin bugün köpekleri daha çok sever olmuşum; sadık oldukları için her hal..

Mahalle arkadaşlarımın aklına uyup çoğu zaman akşam ezanından sonra eve gitmek ama hep anne babadan çekinmekti; yani eve geç gittiğim içindi çocuk olmak. Ve bugün akşam ezanlarında babam gelsin de sofraya hep beraber oturalım diyerek şükrediyorum çocukluğuma..

Salonda yemek masasının üzerinde duran babamın bir paket sigarasını tek tek kırıp; sonra akla ziyan korkmaktı çocuk olmak.. Babam bana kızmazdı ama bugün günde bir paket sigara içerek belki anlar oldum babacığımı..

Ben hiç doktor olacağım demedim mesela çocukluğumda.. Polis olacağım diyordum ben hep, baba mesleğiydi sonuçta.. Bir de “polis akademisi” film serisi vardı o zamanlar. Tüm suçluları ben yakalayıp kahraman olacağım diye çocukluk hayallerim vardı örneğin. Ta ki kendi suçlarımı görene kadar..

Sonra bir aşk oluyordu çocuk olmak; ilk heyecanlar.. Bir gün ilkokul öğretmenime ilgi duyuyordum; başka bir gün benden altı-yedi yaş büyük komşu kızlarına, hani elinden tutup götürür seni okul yolunda bir kardeş edasıyla.. Aslında bir elin onu tutardı, bir elin beslenme çantasını.. Çünkü çocuktuk daha..

Belki çok fazla uçurtmadım gazete kağıdından yapılan uçurtmaları. Ama gazete kağıdından nasıl uçurtma yapılır öğrendim çocukluğumda.. Plastik çay tabaklarını oyuncak araba niyetinde oynadım zaman zaman.. Hem de uzaktan kumandalı olmasa bile, dönemin en güzel mavi oyuncak arabası dururken; üzerinde “anne danteli” olan televizyon sehpasının altında..

Alıp gidiyordu beni o zamanlar çocuk olmak. Farkında değildim ama bir gün bunu fark edeceğimi kestiriyor gibiydim. Tutmuştum elinden, anlamıştım çocukluğumu lakin büyümüştüm artık..Ya da çok fazla büyütmüşlerdi beni artık..

Etrafınızdaki tüm çocukların;
Ve “çocuk ruhlu” insanların
Hatta bu ruha sahip sevgililerinizin değerlerini bilmeniz dileğiyle..

Haziran / 2012

Eyüp Gergin
Kayıt Tarihi : 14.6.2014 01:17:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Eyüp Gergin