Tüterken Silahının Dumanı Can Çekişen Avcı

Habibe Merih Atalay
496

ŞİİR


9

TAKİPÇİ

Tüterken Silahının Dumanı Can Çekişen Avcı

İlk kez bu denli hemfikir gibiydiler
Birbirine eks sevgili
Bir on dört Şubatın daha Araf'ında...

Kendisi de öyle ummuş beklemiştir gerçektendir ki
Ayrım-sayıverdi şunu bilmeye daima ne çok ihtiyacı olduğunu
:
“Varlığının onun açından etkisi neydi? ”

Onca aradan sonra, tekrar "merhaba" oluyor işte ilk cümlesi...
Son konuşmalarının üzerinden bu geceyle birlikte
Tam on dokuz gün geçmişti. "Öyle değil mi? "

Ve bu mail ile 'yarın' için kendisinden bir haber salacaktı şimdi ona
Ama saldığı haberdeki kendi - kendisi mi - olacaktı..
Şimdiki kendimiz sayılır mıydı ki.. yarınki kendimiz?

Pek sanmıyordu..

Bizler de sanmıyoruz tabii ki iyi birer izleyici olarak..
Bizler de yan tutuyor, taraf oluyoruz bertaraf olmamak için..
:
Bitaraf değil..
:
"Hayır! "
:
Bu böyle olmayacaktı..
Çünkü kendisi yine hep bir ilerde duruyor olacaktı ondan
Ve o da, bir türlü gerçek zamanı,
Yakalayamayacaktı kendindeki. Evet..

"İşte benden bir 'haber'", dediğinde ikinci kez..
"Ben de onu merak ettim.." dediğinde, itiraf ettiğinde kendine
"Ben de bekledim ardımdan gelip gelmeyeceğini..." diyerek
Eklendiğinde cümleler cümlelerine; "ama".. diye düşünüyordu
"İlk kez bir kararla sıkmıştım dişimi -evet- ilk kez! "

Hep ilk hareketin kendinden gelişine alıştırmıştı ya onu,
Oysa buna kendi de çoktandır -hepten- alışmıştı
Ve sayesinde zihnen paha biçilmez bir 'var’ değeri oluşmuş
Ve dahi oluşmaktaydı an -be- an.

"Tabii ki de beni unutamayacak..-tın.. -sın..
Ay-Han"...

(Şarkı)

"Ay Han!
Ay Han! Ay Han!
Nasıl davranırsan davran
:
Ben Seninim.
Sana aitim.
Başkasının olmayacağım.
Senin bir parçanım.
Vücudunun bir parçası
:
Kolu, kanadı, burnu;
Bağırsakları ve kör bağırsakları..

Ay Han! Ay Han!
Ay Han!
Ben Seninim.. Sana aitim..
Nasıl davranırsan davran!

Ay Han! Ay Han! Ay Han!
Bana kendinden bir parçanmış gibi bak.
Sana ait bir vücutmuş gibi gör.
Kendine nasıl davranmayı seviyorsan,
Öyle sev Beni de Ay Han!

Bu iki kelimeyi tekrar duyunca,
Bu iki cümleyi tekrar kurunca
:
Ay Han! Ay Han!
Ay
Han! "

Zaten hedef -tam da- buydu;
Bunu ta başından itibaren planlamış,
Tasarlayıp uygulamış ve sunmuştu...

En son, kendini unuttuğunu
Düşünmeye başlamış olma düşüncesinde bile
Vardı bu planın parça Arısı
Can alıcı sokan...

"Yeniden Merhaba diyorum işte bu nedenle ona."

Ve bu apaçık cür'et karlığının kendine yegâne faydası için
Minnet duyduğunu bilmesini istiyor... Bildirmek istiyor ki
Sorgusuz sualsiz büyük bir aşktır bu kendisi için..
Hem devasa hem karşılıksız...
Eşliğinde kusursuz bir uyumsuzlukla.

"Onunla ama onsuzum onla baş-başa..
Onsuzum onun en karanlık ve sessiz koyunda
Koynunda onun en yakınında
Derininde O kokan buram buram derisinden
Ona bakıp dokunup dokuyup sezip ezip hissedip
Sergilenmek arzusuyla demliyorken
Nemleniyor Kaptanımın kafatası
Kafka'nın kum denizinde
Ona dair olanlarla oluşumu deneyimliyorken
Kendinin 'ben' oluşumu.. ki..
'Ben' pozundaki hepsi kendi..
-bu da ayrı bir fetiş-..
Ancak o yine de bunu bilemeyecek -denli-
Uykularının kuyusundayken
Kıyısından yankılanır düşlerim.

Sonradan sonraya öğrenecek yine bunları..
Bitince gecesi..
Bitince gökyüzünün gündüzünün ilk yarısı dahi
Sonradan sonraya
Bir yangın yeri
Bir tufana açılan iri gözleri gibi
Tüm Ademlerin
Açılacak ruhları bir kitap gibi
Okunacak ömrümün son yarısında.."

...
to be continued :)
...

Habibe Merih Atalay
Kayıt Tarihi : 16.2.2014 19:23:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Not: Yazan_Uyarlayan_Yöneten_Kesen_Biçen_Giydiren_Oynayan Teşekkür ediyor Ayhan Yılmaz'ın ilham perisine ithaf ediyor bu yazıtı da. (şarkı) http://www.antoloji.com/buzlu-sisler-sicak-buharlar-20-siiri/ ‎ 15 ‎ Şubat ‎ 2014 ‎ Cumartesi 05:33:01

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Habibe Merih Atalay