Tut ki ay düşmüş gönlüme,
Güneş maviye çalar gökkuşağı hüzünler yerine
Saklımda baharsı sevdan
Tut ki sabahlarım senli,açar hercai
Yüreğimde doğduğun ilk gün gibi
Saklımda özün,güzel sözlüm
Tut ki bekleyeceğim tebessümle
Düşbahçem yeşillense,bülbüller dile gelse
Saklımda yüreğin,
Di’li geçmiş kayıp zamanlarda bir yerde.....
BERNA KARAOĞLU
tut ki yüreğim kangren paslı bir özlemden tut ki ölü bir ozanım...Tut Ellerimden,Yoksa Çok Geç Olacak
YAZ YAĞMURU NAZAR
miladı bozuksa çizgi ötesi özlemlerin suçlu kim.......tut elerrimden tut ki delibozuk lal hüzünlerin yerini alsın bal gözlerin buğusu.
tut ki aşığımmmmmm
BERNA KARAOĞLU
Gönlünde tut bırakma Kuşlara parçalatma Çöllere koyup dönme Gözden çıkarma beni....Umudunu sıcak tut sevgili... Azrail'e direnen sevda biz ölsek de büyütecek dağlarda tutki ölesiye seviyorum seni
YAZ YAĞMURU NAZAR
sen çözemediğim denklemi hayatın...hüzünbaz iç çekişlerde yaşanan her anın hatrına.....tut ki yanmışım..........tut ki içmişim kana kana ölüm şerbetini......tut ki ölmüşüm
BERNA KARAOĞLU
tutki çaresizim sevgin yakmış yüreğimi tutki mezarım kazınmış senin kalbinde ve ben o mezara giremiyorum tabutum hazır gönül bahçemde ben yinede ölemiyorum tutki sana ölüm haberim gelmiş tutki yasımı tutuyorsun tutki bu beden cesediyle bile seni götürür acılara boyun eğmiş kalbinde
YAZ YAĞMURU NAZAR
yaşanmamış her anın hatrına,kalbine ilk düştüğüm günün narına bir gelsen......tut ki bahar olsa..........bir hercaidir hayalsi izdüşümü gözlerinin büyüsü karanlığıma.......tut ki ışığım...........tut ki yalnızlığımın prangalarını parçalayan asiliğinle zorlamışsın kapılarımı.
tut ki sevmişsin beni.........ne çıkar?
BERNA KARAOĞLU
'Ölümüm can verecekse sana;
Yeniden beden bulacaksa aşk dudaklarında;
Tut ki ben öldüm sevgili...
Lâl olan zamanların suskunluğunu
Bozan saatin tik-taklarında sen;
Gözlerimdir sensizliğe direnen,
Yoksa sensizlik mi bana bedellenen?
Tut ki Saklımdasın...
Tut ki ben öldüm bal rengi gözlerinde...
Tut ki aşığım;
Tut ki seviyorum desem ne fayda;
Anlar mısın? '
SERHAN YİĞEN
anlamanın sen olduğunu öğrenmem lazım biliyorum..her can kesiği kelimenin üstüne basarak, kanatarak uçurum sen yanımı lime lime adip atmam gerek gökkuşağından balım yüreğine.yapamam ki ölümler bile senli zamansızlığı hatırlatır iki damla arası suretsiz aynalarda yüzüme.haykırır yürek sen de sen!
tut ki bunları söylemişim tut ki anlamışsın ne yazar bundan sonra.......zaman ayrılığı kayıplığıyla vurur gökyüzüne
BERNA KARAOĞLU
offfff tutki sevmişim seni tutki aşığım çlesiye neden akar gözlerimden yaş yerine kan neden dağlaar çıkar sessiz feryatlarım neden kazılmış mezarım cansız kalıp gitmek için bekler bedenim sonzusluğa tutki yanlışlıkla bir gün sende sevdin beni
YAZ YAĞMURU NAZAR
Sensin bu acımasız oyunun suçlusu.tutki Kaçan kaçana karanlık mağaramdan. Her şeyi dolduruyorsa, her şeyi. Senden önce yerleştiler, sana söylemek istediklerimi,...yine kalemim yazıyor senisiz stard almamış kanlı yüreğimdeki sonzuz yolculuğu Bana karanlikta fisildar misin? tutki lime olmuş bedenim ve içnde kalan tek parça sennnn..
Konuştuğum andan itibaren artık ben, ben değilim. Kendim olabilmek ve onu yansıtabilmek.tutki İşte beni ben yapan ve bir o kadar da yalancı bir ben yapan durum. tutki i sihir yok. Güneş huzmelerinin ince aralardan geçişi gibi biz de yaşamın içinden geçiyoruz. tutki Ve yansıyoruz zamanın kıyısına. Aslında içsel bir çığlık her şey, aslında: Hiçbir zaman bitmeyen, hep ilerleyen, bize özel ve tek...
ve tutki ölesiye aşığım hala sanaaaa
YAZ YAĞMURU NAZAR
Kayıt Tarihi : 20.8.2008 12:54:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ben sesinden dinlerim çoğu zaman... Sevgiler canım ...
Böyle başladı
Göğün şahitliği yakılan ateşe
Kanatsız bir melek böyle doğdu gecenin rahminden
Böyle heceledi iki kelime vuslat vakitlerini
Penceredeki ayın şavkı
Avaz avaz direndi hasrete
Lal oldu şiir
Kırmızı dudaklı hecelerimde... Zeynep Nilgün
Tam puanımla,hepinize bu güzel dizeler için teşekkürler.
Sevgilerimle.
Şiirin güzeli sözcük savurganlığı yapmadan ortaya çıkar. Şiirler önce yazılır. Bunu onun dinlenme saatleri bekler. Bir başka deyişle damıtılır. Şiiri düz yazıdan ayıran en önemli özellik sözcük tasarrufudur. Bazı şiirlere bakıyorum. Fani dünya, yalan dünya, gelimli gidimli dünya... E bu sözcüklerin hepsi aynı kapıya çıkmıyor mu? Ve bazen tekriri sözcüklerini çok kullanmak da şiiri yorarar. Şiirde tat bırakmak istiyorsak şiirin yol macerasını iyi bilmeliyiz. Benden çıktı tamam yerine arada bir şiire dönmeli, daha istiyor,diyebilmeliyiz. Şiir bir mektupsa eğer o mektubu çok güzel döşemek gerekiyor. Aşk olsun o şairlere ki bunu beceriyorlar.
TÜM YORUMLAR (17)