Tut ellerimden Hızır 3
Tut ellerimden Hızır…
Kim bilebilirdi ki …
Bakire Meryem’in yüklendiği,
Merhamet kılıcının,
Yerle bir edeceğini,
Roma’nın mermer sütunlarını…
Ve kim bilebilir benim hangi bir kutlu vakti yüklendiği mi…
Yeter ki sen,
Tut ellerimden Hızır…
Anamdan öğrendiğim,ölümüne sevdanın,
Hasat vakti yakın…
Ölüm değil miydi şölenlerinin eğlencesi…
Parçalanan bedenleri mazlumların…
Var mıydı kılıcının üstünde bir başka kudret…
Bir tek şey yoktu Roma’nın içinde…
Hiç beklemediği bir şey…
Merhamet…..
Hangi ölümlere dokundu da İsa…
Hayat vermedi yeniden…
Hangi çaresiz Krallar ve Köleler,
Şifa bulmadı ki elinden…
Karanlıkta söyleyemediklerini,
Üç yüz yıl sonra,
Gün ışığında görmedi mi,
Görmek isteyen gözler…
Çağdaş roma…
Ağlayan Kudüs…
Yahuda nın kollarında…
Bitecek gibi değil bunca ihanetler…
İşte orda duruyor orta yerde …
Sreprenika…
Ve hüzün köprüsü Mostar…
Toprak taze kan kokuyor hala...
Kölelerin üzerine yapılan pazarlık…
Birinci ve ikinci savaş…
Nagazaki…Hiroşima…
Elli milyon can yok artık..
Bir o kadar da kayıp insan…
Bağdat ta kan durmuyor bir türlü…
Bilmem bu kaçıncı talan…
Bir kez daha kan ve gözyaşı akıyor…
Dicle ve Fırat tan…
Tut ellerimden Hızır..
İsa dan bana miras kaldı,
Merhamet…
Ölümsüzlük suyundan bir yudumda bana versen yeter…
Bin defa ölsem de beni diriltecektir yeniden…
Doldu geçiyor zaman…
Daha fazla uzatma mühleti sakın…
Yeter ki sen,
Tut ellerimden Hızır…
Anamdan öğrendiğim,ölümüne sevdanın,
Hasat mevsimi yakın…
Kayıt Tarihi : 26.10.2006 16:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)