Sevgilim,
gece kapımıza dayandığında
ellerimizle diktiğimiz asmalar
balkonumuza erişmiş olacak.
Sana belki üzümleri yemekte kısmet olur.
Cevizlerimiz
..
Gidişin bende bir esinti yarattı
En büyük bir depremi anlattı
Hayat bu ya beni ağlattı
En kötüsü de kalbimde var bir saplantı
..
Bir bulut al arkana
yağmur yağmasını öğretsin
grinin maviye inat güzel olduğunu
öğretsin sana...
bir sese kulak ver
dinlemeyi öğretsin
..
Uçtu uçakları gecenin
uzak yıldızlara.
Gün batımlarında
son ışıltısıda bitti
turuncu güneşlerin.
Nasıl olsa gitti giden
..
Çocuk gülüşlerinde saklı
kırmızı gülün kokusu
Martı kanatlarına takılı kaldı bir yaz sabahında…
Dudaklardan döküldü,
„Bu sabah bağda erken, Gül açtı sen gülerken…“
şarkısı…
..
Kayaların avuçlarına alıp sakladığı yosun kokulu sulardaydı senden bana kalan izler.
Ve içtiğim biranın güneşte demlenmiş o en tatlı, son yudumundaydı aşkın.
Cennet mi yoksa cehennem mi diye düşündüğüm bir mahşer gün batımındayım.
Sensizim, ama yine de seni seviyorum,
Şu sonsuz denizi sevdiğim gibi.
Sıcacık, turuncu gökyüzü teslim ediyor kendini lacivertliğe,
Bende havaya karışıyorum;
..
hüzün
bir başka iklimdir ayrılığın doğasında
başkaldıramaz istese de tarifsiz acılara
biçaredir
sarı-turuncu dökülen sevda yapraklarına
öyle tutulur ki
hasretin sağnak yağmurlarına
..
Düştüğün de yere yaprak
Hafifler mi ağaç
Hüzünlenir mi, ağlar mı,
Daha mı köklenir toprağa
Anladım bu bir döngü
Yer açıyor yaprak gelecek mevsime
Daha da kökleniyor
..
Sarı akşam güneşinde,
Turuncu tepelerde!
Mavi gözlerden damlayan,
Tozpembe yaşlarla...
..
Bez ciltli bir kitapta kederli bir düş vardı
Solgundu düş, yorulmuş, eskimiş, eprimişti
Esmerdi, inceydi, tartımlı tümceleri
Hiçbir ileti yoktu, sözcüklerdendi evren
Her sözcük dilediği anlamı edinirdi
Gül kul olabilirdi, ses sus, sazlar susardı
..
Turuncu papatyalarla çevrilmiş
bir bahçeye koşar adımlarla
giriyorum
geçmişte yaptığım ne varsa
şaşırıyorum hepsine şimdilerde
üstelik sigarayı bırakmayı bile düşünüyorum!
- tek başına hayatta kalmayı
..
Ayaklarım birbirlerine zincirler ile bağlı
Sana yaklaştıkça çözülüyor ayak bağım.
Yüzüme gülen güneş ile bir kez daha yandım.
Bu ormanın zirvesinde saklı ambiyansım.
Varlığının hükmüyle çıktım bu yokuşu,
Burnuma geldi turuncu tenli, binnur'un kokusu
..
Görsel şafakların aydınlığı yansır
Düşsel karanlıklarımda
Bir yağmur damlası camımda
Yıldırım yıldırım parçalanır
Yüreğim yıldırım yıldırım parçalanır,
Benliğimde sancılarımın izdüşümü
Çakmak çakmak gri bulutlarda şimşeklenen
..
çamura saplanmış mandalina kabuğu
çamur kara
çamur toprak
çamura saplanmış mandalina kabuğu
turuncu beyaz
..
elli menili vajina
elli menili vajina
sürekli kırbacımda
eğri kalmışım
turuncu saçlar arasında
savaşır
..
Gökten hıyarlar yağacak
Kırmızı kırmızı
Neden yeşil değil bilmiyorum
Ve ben yeşilin içindeki moru severim
Yaşasın turuncu ayışığı
Pembe gecelerde
Sarı yakamozlari izlerim
..
Yağmur yağıyor.
Boyaya bulanmış ellerimi açıyorum;
Yağmurun ellerinden tutmak için.
Kayıp gidiyorlar toprağa
O renksiz, eşsiz zerafet parçaları,
Avuçlarımdaki siyah boyanın son izleri ile beraber.
..
İmkansızlığın Özel Bağlacı ile Kadar Kaderdi Bana
Aşk virtüözü ile ayrılık tenoru olmuşum haberim yok yar.
Git gide gelgitlerini de benden sayacak kader.Bu alışık olmadığım sızıların sonrasındaki sonların sonesini yazmak bana düşüyor.
-Düşler dölleniyor senli gecelerin ay şavkına.Sayıklardım
Gözlerinin rengini.İlk bakışınla son bakışın arasında o kadar ara var ki yüreğim temizleyemiyor.
..
Gözlerinin gecesinde uyuyorum,
gün doğumu umutlarımla.
Zifiri bir ayaz iliklerimde, kıdem almakta.
Kaldırımlar içimde,
yalnızlığın ayak seslerini dinliyorum.
Galeriler dolaşıyorum yokluğunda.
Sabahlarımı bir tuval gibi boyuyorum,
..
Babil…
Yeryüzünün ilk uygarlığı, ilklerin ülkesi..pişirilmiş tuğladan evleri inşa edişler, bataklıkları kurutarak tarıma ve şehirlere katmalar, tarım arazilerini su kanalları ile sulamalar,
bilinen ilk tarım araçlarını kullanmalar… Yer Yer Babil, Tarih MÖ 3600 (Herkesin bildiği Babil) Dicle ve Fırat, o zamanlar iklim koşullarının etkisiyle şimdikinden daha çok su taşırlar, kuvvetle akarlardı. Geçtikleri her yere hayat veren bu ırmaklar, bölgeye bir de isim hediye etmişlerdir.
Mesos; "arasında" anlamına gelir. Potamos; ırmak demektir. Bu iki kelimenin birleşiminden meydana gelen Mezospotamus (Mezopotamya) , İki ırmak arasındaki topraklar anlamına gelir.
Dicle ve Fırat ırmakları, Bereket ve zenginliği, buradaki topraklara taşıyor, iklimi yumuşatıyor ve ılıman yapıyordu. Bu sayede her türlü ürün kolayca ve bolca yetişiyordu.
Mezopotamya üç bölgeden oluşur. Dağlık olan bölgeye Yukarı Mezopotamya, En önemli bölüme Orta Mezopotamya, nüfus açısından kalabalık bölüme ise Aşağı Mezopotamya denir.
..