boyayabileceğim tüm tabloları boyadım
şimdi sıra kendimde
herkesle tek tek savaştım
oysa derdim benimle
gel biraz yüzü gülsün renklerin
..
Manzara
Turuncu çinili çatı teraslarıyla
baca külahları arasında
kayıp gider bataklık sisi,
kül rengidir fareler misali,
..
Martı ve küçük siyah balık
Gözlerinde eski çağlardaki savaşçıların şahin bakışları
Kanatlarını kullanışında bir kartalın semalardan süzülüşünden kırıntılar
Kirli bedeninde uzun göçlerden kaf dağına ulaşmış o leyleğin silueti
Yüzünde bir akbabanın zavallı küçük avına pençesini sunmadan önceki mağrur gülüşü
Ve bakışları balçığa dönmüş şehir gölünde kıpırdamakta olan küçük siyah balığa gömülü
..
Dedim ay kız bir ok vurdun bu cana
Dedi aşık benden aman diliyor
Dedim layık mısın vezire hana
Dedi vezir değil sultan diliyor
Dedim hemen üçbin tümen yetmeli
Dedi sarraf beşbine de satmalı
..
denizler mavi olsun
gökyüzü de mavi olsun akşamları turuncu
ama bulutlar beyaz sonra üç gün pembe olsun
ağaçlar yeşil olsun kestaneleri kırmızı
kuşlar kafese girmesin uçsun
ama uzaklara gitmesin yakınlara gitsin
ekmeğimiz böreğimiz hep çok olsun
..
Sabah doğunca gün,
Yalayarak geçer güneş ışınları
Mavi dalgaları…
Sürtünerek geçer yapakların arasından
Uyandırır ürkek tavşanları…
Bir martı ay ışığında yıkar kanadını
Oysa güneşin kalbine yazdım ben senin adını
..
Celîs-i halvetim, varım, habîbim mâh-ı tâbânım
Enîsim, mahremim, varım, güzeller şâhı sultânım
Hayatım hâsılım, ömrüm, şarab-ı kevserim, adnim
Bahârım, behçetim, rûzum, nigârım verd-i handânım
Neşâtım, işretim, bezmim, çerâğim, neyyirim, şem'im
..
Hayat varlik sahibine tayin seyri seferdir
Henüz bitmemis bir vadeyi özüne itibar olan ciy cemrelerinden
Her sirasi gelenin topragini ekip,
Bahcesine baglanip,
Suyuna salinip giden sandalkayiklariyla
Turuncu bahar tomurcuk cagla limansiz dalga ve cicek cimen körpe bakir
Gayri duran yürüyen eylenen neresinde nesi varsa
..
gittikçe açılan aydınlığın içinden
bütün öteki dünyalardan daha yalın
görünmez emsalsiz, manzara
gizli bir nabız vuruşuyla!
sanki oda içinde aynadan
saydam bir dünya aksediyor!
kum üzerinde güneş azimle
..
yeter! dedim uzak olmandan
sevmediğini bildiğimden
sevgimi harcamandan
gönlümü çimen gibi çiğnemenden
seni ham edeceğim diyarında
seni şerbet edip içeciğim kadehimde
seni hazineyle kandıracagım
..
Yolların çıktığı her yerde sen
Göz kırpan dalgalarla naz yapan
Gel diyen buz mavisi ve turuncu parıltılar üzerinde,
parmak uçlarınla süzülen sen..
Işık cümbüşleri içinden geçerek yavaş-yavaş yükselen sen.
..
Benim adım sevgi benim adım sevgi
Rengimi sorarsan bilinmez rengi
Sarı kırmızı mavi yeşil beyaz
Turuncu mor ela kahverengi
Ayrı yok gayrı yok ruhumda
Her renk güzel kendi tonunda
..
Seni çiziyorum sevgiyle tuale,
İçimden bir nehir gibi akıp,
Bir ırmak gibi çağlıyorsun derinden
Renklere vuruyor ışığı sevgimizin..
Sarı, bir başka sarıya dönüşüyor sonra..
Rüzgarın okşadığı sararmış başaklara..
Mavi, yaşamımda ilk kez gerçek dinginliğinde..
..
Şu gönlümü avutsam da,
Gariplik boynumun borcu.
Bir ucundan tutsam da,
Kaybolur gider, diğer ucu.
Dertler, acılar, sıkıntılar;
Hep gündelik yaşantılar,
..
izmir limanını özelleştirmesinler
Seninle çift katlı otobüsün üst katındayız
Enönde oturmuşuz camın önünde
Martılar avuçiçi gibi konuyor suya
İzmir limanını özelleştirmesinler
Oluklu metal kutularda lokum taşıyorlardır
..
Rüzgar
Tüylerini yolarak çitiliyor kuşluğu..
Ağzının balkonuna tırmandığında kalp
İçimden bir ses hopluyor sabaha
Çapak tükürüyor çocuklar
Yolda kalmış hüzünleri hırpaladığında aşk
Turuncu çığlıkların sürtüğündü karlı tan
..
Ellerin umut yüklü olsa pembe mavi turuncu
Gözlerin yeşile çalan denizler kadar derin baksa
Aşk yanığı yüreğinde özlem fırtınaları kopsa
Yine de gelmez misin gönlümün kayıp sahiline
Hasretim çıldırmak üzere aklımın her köşesinde
Uçurtmasını yitirmiş çocuk bakışımla
..
barikatlı yollarımda lejyoner
göz yaşıma bakmadan hüsran
sonbaharın leylak yaprakları gibi
turuncu gönlümü yakan hüsran
enkazı modern sitelerin duman oluşu gibi
keten yakamda değil
suç bulduğum masum kaderimde hüsran
..
Yanımdasın canım, pürüzsüz teninde beliren
Kristal parlaklığındaki o narin çiyde
Dağların ardına düşen dilek feneri akşamlarında
Buradayım saçların deniz tuzu ıslaklığında
Buğusuyla portakalı dalından koparmak
Suyun akışı kadar belirsizken gözlerim gözlerin,
..
Küçük bir tohumdun kayalık alanda sarp yamaçlarda
Kızgın güneş yakmıştı bir yanını bir avuç suya muhtaç
Öfke dolu söylenirken çıktım karşına sen bana baktın
Ağladın yalnızlığına tıpkı ben gibi bir tutam nefes verdim.
Filiz verdin yılmadın sert rüzgarlara inat serpilirken o anda
Gösterirken yüzünü ay ışığında kırmızı rengin sardı birden
..