Gönülcelenlere vakitse ikindi
Bir o tarafa bir bu tarafa silkeleyip savuran sarkacin
Ne eksik ne kaldi diye hayatin heybesinde bohcasinda
Bölük bölük cözüp kopan ilmekteki bogumlu girdaplara heder
Ve agaclara baglanmis, duvarlara yaslanmis hatiradaki pusuladan
Kimsesizlige armagan etmek gibi yeri gögü dünyayi ve zamani
Gidecek hicbir yerin
Ve görünmedigi aynalarin icinde kalarak bir bafra cuvarasi kadar bile
Ya da feri mecali tükenmek üzereyken misalinde el fenerinin
Yazini görmeyen kislardan esip giderek
Sabahini bulmayan geceden sokaklara ve topraga düsen
Tüy kadar hafif ciy kadar soguk sessizlik kadar sürgün
Kalmadiysa bile baglar bahceler evler insanlar
Bilinmez belirsizliklere dösünü bagrini rüzgar etmis kuru dallar gibi
Derdin dermansizligini toplayip getiren uzaklarin ay isigina misafir
Kapanmis kilidi yerinden sökerek
Dengin yorgun yüküne belki, yalnizlarda muhitsiz muhacir
Sadece durdugu yeri gösteren saatler kadarsa bile fikrin
Fiilin,
Git cal türkülerin yolunu telini sesini sazini cagir..
Hem kederde hem sevincte daha güzel pencereleri yoktur
Evin yurdun olsun ki, kimim kimsem yok diyenlere komadan
Yeryüzü ülkesinin bütün mutluluklari kanatlanip cirpinarak
Sürgüne sila yaraya melhem olan titreyislerinden
Kalbini esirgemeksizin yanip tutusaraktan evini barkini sana
Kederini siler, kirpiklerinden öper
Askin ölümsüzlügünü kandirir icirir ve doyurur
Yazin haziranda güzün zemheride bir kiraza
Bir karborana
Bir aska
Bir sevgiliye
Cümlesine cihana
Haziran / 22
Kayıt Tarihi : 13.6.2022 16:53:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!