Türkiye'de Kadın Hakları

Ahmet Mustafa Kulaber
173

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Türkiye'de Kadın Hakları

Türkiye'de kadın hakları yerine Türkiye'de kadının toplumsal yeri ibaresi kullanılsa daha yerinde bir söz olur kanısını taşıyorum. Çünkü ülkemizde erkeğe tanınan tüm hakları kadınları¬mız da kullanmakta olduğunu kıvançla söyle¬mek mümkündür.
Ciddi kuruluşlarda erkeklerle aynı şartlarda çalışan kadınlarımızın eşit işe eşit ücret almak ve oy kullanmak için mücadele ettiklerini biliyo¬ruz. Kadının yasal haklan, ülkemizde Atatürk devrimlerinin uzantısında görüyoruz.

1828 yılının 17 Şubatında medeni yasanın ka¬bulü ile erkeklerin çok kadınla evliliği kaldırıl¬mıştır. 3 Nisan 1930'da kadınlarımız belediye meclislerinde seçme ve seçilme hakkı. 26 Ekim 1933 tarihli yasayla kadınlarımız köy ihtiyar he yetinde seçme ve seçilme hakkı... 5 Aralık 1934 tarihli yasayla kadınların milletvekili seçme va seçilme hakkı... Bugün ise bu hakların son zin¬cirini kazandıklarım görmemek mümkün değil¬dir. Erkeklerin tüm hakları (biraz daha üzeri dö¬nük vaziyette) kadınlar da almış durumda, öğ¬retmen, subay, bakim, savcı, polis, kaymakam, vali, siyasi parti idare kurulu üyesi ve genel baş¬kanı, başbakan, bakan, hatta cumhurbaşkanı da¬hi olmak hakkını taşımaktadırlar.
Siyasal ve yönetim alanlarında tüm hakların yanısıra çalışma özgürlüğü tam anlamıyla kullanılabilen kadınlarımızın milletin çekirdeğini oluşturan aile yaşamındaki durumu nedir?
Türk toplumunda kadın, eşinin en yakın ar¬kadaşı, sırdaşlığı, yoldaşlığı, kaderi, sevinci, acıyı, kıvancı, mutluluğu ortak duygular içinde bölü¬şen samimi bağlarla düğümlenmiştir. Tahakküm değil, himaye mahiyetinde olan aile reisliği saygı ve sevgi üzerinde yer almıştır. Türk aile tipi, ba¬baerkil olmasına rağmen bazı aksaklıkların olma¬dığım söyleyemeyiz. Ailenin güvencesi devlettir, yargıdır. Bugün ülkemizde genellikle anasını, ba¬basını devreden çıkararak karısına danışmadan, onunla uzlaşmadan bir adım atmayan erkekler büyük bir çoğunluktadır. Türk toplumu «kazak» ve «kılıbık» erkekleri tasvip etmez. Ne karısını dö¬ven erkekleri ne de kocasına saldıran hatta dö¬ven kadınları kesinlikle sevmeyen Türk insanı babaerkil aile tipinden anaerkil tipine geçmek is temez.

Son yasa ile dövüşen eşleri gören üçüncü bir şahıs ilgili güvenlik görevlilerine haber verebilme hakkı da tanınmıştır. Bundan maksat aile huzu¬ru, ardından toplumun huzuru söz konusudur. Karı-koca evlilik süresi içinde edinilen mal varlı¬ğı ortaklığı, kadının evlilik süresinde dahi kızlık soyadını kullanabilme hakkı vardır. Günlük ya¬şamda da görülüyor ki yargı önünde kadın daha masumdur. Kadın kocasını boşamasında o denli bir güçlük yoktur. Fakat haksız yerde karşımıza boşamak isteyenlerin davaları yıllarca sürmekte¬dir. Yeter ki çocuklar ve kadın mağdur olması. Yuva yıkılmasın. Evlilik yaşamını sürdürmeyen-lerin fikir ve önerilerini bu toplum kayda almaz. Bu yaşam artık örf ve adetlere indirgenmiştir de ondan.

Her kadının arkasında bir erkek, her erkeğin arkasında da yiğit bir kadının olduğunu asla u-nutmayalım. Bu düzen yüzyılların süzgeçten ge¬çirdiği düzenidir. Cinsel özgürlüğe, kadın egemen ligine özellikle aile düzenimizin başka mecralara taşıma hakkı kimseye verilmez. Vermek isteyen¬lerin başarısı sonuçsuz kalacağını unutmamak gerekir.

Ahmet Mustafa Kulaber
Kayıt Tarihi : 13.9.2008 23:30:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ahmet Mustafa Kulaber