Doğal olan, kendisine dürüst davranmayı yaşam biçimi edinmiş insan eğer toplumsal sorumluluk hissetmeye başlarsa insanlık için en yüksek yaşam biçimi olan aydınlanma yolundaki en keskin virajı dönmüş demektir. Bu tanımlamaya uyan kaç insan var Türkiye’de.Bunun üstüne de bilgilerini, aklını, yöntemsel kuşkuculuk ve eleştirisel tutumla ilerletir ve geliştirirse ikinci virajı da almış ve ışığı gören düzlüğe çıkmış olur. Çağımızda aydın dediğimiz insanlarda neler olmalı veya olmamalıdır.Bunun ölçülerini elbette ben belirleyemem.Aklın cesareti mantığın hükmü olmayan yerde ben degil kural belirlemek,varolan kuralı da reddersem kendime dürüst davranmış olurum.
Aydın insan dünyanın geleceğini evrensel doğrulara paralel olarak değiştiren veya değiştirme çabasında olandır. Aydın insan laçkalaşmış bir post gibi eğilip bükülmemeli. Kendi doğrularını bilgece ve kesin dil ile anlatmalıdır. Kimin ekmeğine yağ sürdüğüne veya yoluna taş koyduğuna bakmazsızın doğrularını olay veya düşünce bazında anlatmalı tavrını koymalıdır.Yalakalık onun literatüründe yer bulmamalı.Aydın insan inanıyor degil, biliyor olmalıdır. İnanmak veya inanmamak aslında bilmemeye denk düşer. Bilmediği, en azından emin olmadığı bir şey için toplumunun önünde ışık olamaz. Aydın olan kişi aydınım diyemez belki aydınlanmacıyım veya aydınlanma yolundayım diyebilir.Damağa göre serbet dökmez,dökmemeli.Bir fikrin veya akımın askeri olamaz. Savunduğu fikri sorgulamalıdır. Sorgulamaz ise kendi gelişimini durdurur ancak.Hiç bir moka yaramaz.Yaramadığı gibi kendi mokunun kokusundan rahatsız olur ileride.
Aydın diye tanımlananların bir takım sorunları da olabilir ve en büyük sorunu bilgi enflasyonu değil dürüst olmamasıdır! Bilgi çokluğu bugünki insanı bir kaosun içine itebilir ama bu doğru olanın inkarı anlamına gelmez.Bilginin çokluğu aydının gidebileceği yolu da kısalltır,ama gerçek aydının.Bilginin kaos olma durumu bilgiyi doğru analiz edememkten kaynaklanır. Ne kadar sorgulayıp güncel olayların arkasından bakarsanız bakın birde bilgi kaynaklarının aslında azlığını düşündüğünüzde bir karamsarlık oluşmakta.Bilginin çokluğunun yaratabilecegi kaos ile sevimsiz karamsarlıkların yarattığı tek şey,sahte aydınlar için sığınacakları mağaralar yaratmasıdır. Aydın kavramı,benim öğrendiklerimin bana anlattığı aydın kavramı biraz ütopik ama oldukça zor erişilebilinecek bir nokta hatta sürekli gelişen, ilerleyen bir nokta.Kendini yenileyen,keni hafızasının esnek kuralları ile evrimini sürekli tamamlamaya çalışan bir aydın ve aydınlanmadır.
İnsanlık tarihi boyunca, oluşan tüm kültürlerde yaşayan insan için en derin, ulaşılmaya çalışılan nokta özgürlüktür.Aydınlanmanın ve aydınların hayat verdigi bir özgürlük. Bugün bu ülkede insanlar bilginin ve özgürlüğün ışığından mahrum ise tek suçlusu kendini aydın ilan edip tv’lerde sıradan bir magazin programında boy gösteren budalalardır.Şu güzelim ülkeyi ne hale getirdiler! Aydınım diyenlerin her kaosta her zam ve zülümde her katliam ve cinayette,her dejenerasyonda herkesten önce kaçacak bir delik araması ne acı bir manzaradır.Ben hiç bir şekilde bir aydının halkla iç içe yaşadığına tanık olmadım.Kendisini aristokrat yada burjuvazi kabul edip ardından halkın bildikleri ve bilip yapmak istediklerini,“bunlar birşey bilmiyor“ diye atıp tutan bu zavallılar zümresinden birinin adını zikredin ve deyin ki,şu aydın şu yazar çizer bu halkın şu acsının şu sorunun yanında yer aldı.Yıllarca aydın gözüyle bakılanların derin devlet sanıkları olmasına da pek şaşırmamışımdır.Daha kaç gün öncesinde sınır bölgesi Ulududer’de bir katlima oluyor ve herkesten önce ülkenin sözde aydınları,aydın kurumları olayı örtbas etmeye çalışıyor.
Bu sakat beyinler aynıateşin kendinileri yakacağını pek anlayamazlar çünkü yanan ateşin bir malzemesi olduklarının farkında değiller,farkında da olmak istemezler.
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
'Eğer bir bilim insanı yalnız laboratuarda ya da odasında çalışıyor, dışarıdaki oluşumlara tepkisiz kalıyor ve sorgulamıyorsa o bir aydın değildir.“
Çok doğru her bir cümlesine katılmamak mümkün değil...halkı uyandıran olması gerekir ve ışığını sadece kendine saklamayan korkmadan cesurca toplumla dünyayla paylaşandır...ellerinize sorgulayan duyarlı yüreğinize sağlık Sn Zeki Nurçin
tam puanla
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta