Türk dünyasına ışık versin meşaleni yak,
Tarih işaret edip, diyor senindir bu hak,
Avrasya'nın içinde birlik abidesi çak
Görmek istiyorum ben, bulmak istiyorum ben,
Türk Dünyasında birlik olmak istiyorum ben
Artık geldi geçiyor, başımız dik duralım
Nerde o Özbekistan, Türkmenistan'ım bulalım
Ulusun vahşi batı, anırsın ses duyalım
Dünyanın ortasına Türk mührünü vuralım
Bakmak istiyorum ben, kalmak istiyorum ben
Türk Dünyası içinde olmak istiyorum
Yanlız ormanlar değil, dağlar taşlar yanıyor
Türk illerine hasret, durmaz içim kanıyor
Azarbeycan can dedim,o da bize can diyor
Bir ses var duyuyorum Tacekistan geliyor
Görmek istiyorum ben bulmak istiyorum ben
Türk illerine hasret birlik istiyorum ben
Kayıt Tarihi : 28.7.2008 16:47:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Tülay Bayramoğlu](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/07/28/turk-dunyasinda-birlik.jpg)
1. Ulusal WC bilgi şöleninde profesörler, def-i hacet yapılan yere tuvalet-ayakyolu densin, denmesin hususunda tartışma yapmışlar. Ama söz konusu yere TSE damgalı bir isim bulamamışlar.
Zamanın dilbaz aydınları, Fransa’da bu yer için söylenilen sans numera sözcüğünü duyunca hoşlarına gitmiş ve yurda döndüklerinde bunu kısır Fransızcaları’yla yüz numara olarak tercüme edip, mayalamışlar ve o zamandan bu yana bu maya tutmuş. Oysa bu sözcüğün Fransızca aslı numarasız olup, kelimenin ithalini yapanlar oradaki sans’ı, yüz anlamına gelen cent (her iki kelimenin de okunuşu aynı) zannederek kelimenin içine etmişler...
Söz konusu yerden -.bu yer- diye söz ediyorum. Çünkü kenef, abdeshane, memişhane, suyolu, ayakyolu, hela, hacethane, çişhane, tahrathane, sidikyolu, sıfır sıfır, lavabo, tuvalet, WC sözcükleri henüz TSE’de onay için (!) sıradalar...
TİKA (Türk İşbirliği ve Kalkınma Ajansı) tarafından düzenlenen “Avrasya Cumhuriyetlerinin Kalkınmada Karşılaştıkları Finansal Sorunlar konulu sempozyumda da, Türk konuşmacılar, Türk cumhuriyetlerinden gelen konuklarını İngilizce okumuşlar. İngilizce bilmeyen Türk konuklar da, Türk konuşmacıların sözlerini kulaklıklarla dinlemişler...
Osmanlı döneminin son zamanlarında artan batı hayranlığından kaynaklanan lisan bilirlik havası günümüze kadar taşmış. Sokaklara varıncaya kadar da İngilizce tabelaların işyerlerine asılmış olması bunun kanıtı. Baksanıza, buna karşı olan ben bile, yarım-yamalak Fransızcamla Fransız dilini tahlil etmeye kalktım.
Bizdeki bu kompleksin kaynağı batı dillerine olan hayranlığımızdan mı, yoksa kendi dilimizi kullanması gerektiği gibi kullanamadığımızdan mı?..
TÜM YORUMLAR (1)