Dil sözü kulaklara, kulaklar vasıtasıyla insanları içine akıtan bir anlaşma aracı, bir köprüdür. Bu araç, bu köprü vasıtasıyla insanlar birbirlerine gidip gelirler. Hele bu şiir dili, üstünü üstlük adı üstünde Türk Dünyası Şiir Şöleni ise durum biraz daha farklılaşır. Aynı dilin lehçelerini konuşan başka başka ülkelerden şiirin diliyle birbirimizi kucaklayacağımız “Türk Dünyası Şiir Şöleni”ne davet edilmenin mutluluğu ile yüreğim çiçeklendi
2010 yılında İstanbul’da düzenlenen “Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları 10. Zirve Toplantısı" sırasında TÜRKSOY tarafından önerilen “Türk Dünyası Kültür Başkenti” uygulaması oy birliği ile kabul edilmiş, bu karar doğrultusunda da 2011 yılında “Astana 2012 Türk Dünyası Kültür Başkenti” seçilerek yürürlüğe girmiş ve 2013 yılı için Türk Dünyası Kültür Başkenti olarak Eskişehir seçilmişti.
2012 yılında Türk Dünyası Kültür Başkenti olan Astana, 24 Şubat 2012 Açılış Galası ile başlattığı etkinliklerini, 30 Kasım 2012 Kapanış Töreni ile Türk Dünyası Kültür Başkenti bayrağını Eskişehir'e devretti.
Şiir okuma vesilesi ile ilk defa aynı millet ayrı devletlerde yaşayan kardeşlerimle bir araya gelme duygusu beni fazlasıyla heyecanlandırmıştı. Osmanlı İmparatorluğuna kuruculuk yapmış Karacaşehir’i göremedim ama, “Sakarya Çocuğu” “Bizim Yunus” Porsuk Çayı gibi akıp durdu yüreğimizin içinde. Odunpazarı Belediyesi Yunus Emre Kültür Merkezinde yapılan şiir şölenine yurt içinden: Şaban Abak, Selim Tunçbilek, Mehmet Gözükara, Gökhan Akçiçek, Nazım Payam, Mehmet Aycı, Tayyib Atmaca, İsmail Gül, Fikret Görgün, İbrahim Sağır, Mustafa Ünal, Ahmet Urfalı katıldı.
Satarken güllerini,
Alırken alın terini.
Yırtıktı elbisesi,
Ayağında terliği.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta