Deli deli tepeli
Kulakları küpeli
Deliye taş atılır mı?
Atılmaz
Taş atarsan o taş seni yaralar
Deliliğin çeşitleri olduğu söylenir
Ekin ektim tarlaya
Güneş indi ovaya
Yeşil gözlüm gitme gel
Koşa koşa yaylaya
Davul zurna çalınca
Taşlı tarlalarda doğdum
Elbet bir gün bende öleceğim
Ölürsem gurbet kentinde
Götürün beni köyümün mezarlığına
Orada manilerimiz, türkülerimiz var
Kuşluk vakti dostlarımız var
Gece sokaklarda yatan adam
Sen sazını çalmaya devam et
İç rakıyı
votkayı
şarabı
Sokağın bir köşesinde sazını çal
Erenlerde rüzgar var
Rüzgarın yüreğinde aşk var
Gözlerimde hayalin
Türkü söylüyor usulca
Türkülerde anılarım var
Eğer bir gün dalımdan bir yaprak düşerse
Yalnızlık ülkesinde halim nice olur
Issız yerlerin güneşi doğmazsa eğer
Dalımda bir çiçek açmazsa
Ey dost söyle! Halim nice olur
Ruh bedenden ayrılınca
Eylül güneşinde aşk
Kalbime giriverdi
Kuğulu Parkın serinliğinde
Beklenmedik bir aşk yaşandı
Eşi benzeri olmayan aşkın
Ömrü uzun olmasını diledik
Akdeniz
Ege denizi
Marmara denizi
Karadeniz
Sen hangi denizde yüzersin?
Beni sorarsan dostum
Gözlerim asıldı kaldı yıldızlara
Yabanıl yüreğim dayanamadı sevdana
Kar beyazı gibi ak ölüm penceresinden
Bir kuş uçtu
bir kuş daha
bir kuş daha
Neler oldu neler neler
Nazar mı değdi bize
Birden küstük birbirimize
Ah kalbim ağlama
Nasıl ihanet ettik birbirimize
Hiç yoktan çile çektik
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!