Hava sogukmu soğuk,
Rüzgâr yüzümüze vuruyor.
Yağmur ıslatsa ne yazar.
Ellerin ellerimde ya.
Gözüm görmüyor kimseleri,
Ayaklarım; tepkili,
Son sürat götürüyor beni,
Meyhanenin en kuytu köşesine.
Kalbim; kırık,
Dinlemiyor beni,
Bütün gücüyle
Saçlarımı tarayıp,
Aynalara bakmıyorum artık.
Kıyafetlerime dikkat etmeyip,
Pek birşey yemiyorum.
Geçen yıllarla yaşantım değişti.
Seninle olmayı değil,
Kitaplarımın arasındaki
Kuru gül yapraklarında
Kokun var.
Beynimin açıklanamayan
Derinliklerindesin.
Vucudumu açan seni görür.
Bilirimki toprak en iyi dosttur.
Sevip ayrılanları da buluşturur.
Farklı muamele yapmaz kimseye,
Ama dokunmasaydın benim anneme...
Topraktan yorgan örttüm üzerine,
İlerlemiş bir yerindeyim gecenin.
Üçte olabilir beşte.
İsterse durmuş olsun tüm saatler.
Artık önemi yok.
Dökülüp kırılan kadehleri sayamadım.
Herşey gözüme
Mutluluk, şarkılarda,
Ara nağmelerin ince detaylarında
Saklıdır müziğin.
O, birkaç saniyelik bir duyumdur.
Hemen mazi olur
Unutursun...
Anıları, aşkı yaşanmışlıkları,
Attık izbe kuyulara.
Ne sen beni sevdin,
Nede ben senin için canımı veririm.
Unutalım tüm sevgileri.
Şayet; karşılaşırsak
Anlatma bana dertlerini,
Anlatma diyorum!
Ağlarım bak.
İçim bitmiş benim,
Çürümüş diyorum!
Dinlemem bak.
Orda bir taş vardı
Yerinde ağır.
Ne fırtınalar, yıldırımlar atlattı.
Ne mücadeleler verdi.
Sapanla çok uzaklara fırlatıldı.
Ayaklar altında, paramparça,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!