Güneş sistemindeki
Olympus Mons'tan daha yakıca bakışların
Nehirler geçse de aramızdan, sönmez volkanın
Canım saklı, içinde eririm zamanın
Akarken zaman eririm günden geceye
Gönlüm özledikçe seni
Bazı insanlar dostlarını yaratıcısına yaklaştırır
Bazıları da
Kovulmuş şeytanına
Öyleleri vardır ki her ikisini yapar
Gözlerine bakarsın, sanarsın cennet orada saklı
Ruhunla teslim olduğunu anladığı vakit
Gökyüzü sustu bu gece
Önümde durur bir bilmece
Neyler çalar bu demde
Loş ışıklı mabedimde
Üzüntü kapladı evreni
Müteessir oldum göremeyince seni
Gökyüzünü kapladı yine bulutlar ve ağır ağır inmekte rahmet.
İçimi parçalayıp da yerleşti yine hasret.
Aşık kavusuncaya dek maşuk una yanacaktır elbet.
O yüzden yüreğimde yanar ateşin ilelebet
Eylemlerimin en zorudur sana yürüyüş
Gözlerimi kapatıp
Kokuna bırakıyorum, ruhumu
Gökyüzüne seni soruyorum
Her gece..!
Nasıl?
Hayat taşıyabildiğin kadardır
Bilir misin
İncinin hikayesini?
Onu yaratan özenle sunar
Her istiridye de olmaz
Ey karakalem!
Günlerdir seni elime almadım
Sen mi bana dargınsın
Ben mi sana gönül koydum?
Şimdi yar demez mi
Matemlerdeyim
Karabulutlar kapladı göğü
Bir rüzgar taşımakta
Sen den bana doğru
Uzun bir anı
Gökyüzünü kaplayan dallara astım, dileklerimi
Bakan gözler göremez niyetlerimi
Şayet görünseydi gözle sevgi
Çoktan ayaklar altında ezilirdi, sakız gibi
Kalp atışlarımdan daha çok seni diledim, Tanrımdan
Nedendir ayaklarımın başka yöne gitmesi
Eriyen yüreğim, yıldızımı menzil sayarken
Durmadan kaçar oldu, bedenim benden
Ey beden.! Ağır mı gelir sana
Nehr_i ateşe dalmak
Diyar diyar dolaşırsın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!