Artı otuz derecede kendinden geçmiş asfaltın
Sırtında kovalamaca oynamıştı tatlı bela çetem
Ayağımızda babamızın hep son defa aldığı
Malzemesi lastik ve bezden yapılmış esem
Çocukluk arkadaşlarımın gözlerinde parlayan misket
Ah o şıkırtılar yok mu bilmem ki ne desem
Kırmadan, kırılmadan
Ağlamadan, ağlatmadan
Yaşamak ne kadar zormuş.
Bir elinde sapan it taşlamak
Bir gülüşün peşinden koşmak
Gün olur akarım gözlerinden,
Fırat olur, Kızılırmak olurum.
Gün olur çatlarım dudaklarında,
Çöl olur, suya hasret toprak olurum.
Bu kapıyı, dost doğru olanlar açar.
Doğruyu, dost doğru söyleyendedir anahtar.
Bu eşikten, dümdüz dürüst olanlar atlar.
Düzü dümdüz, dürüstçe söyleyendir bahtiyar.
Son nefesin zamanını,
Ecel şerbetinin tadını,
Kim bilebilir.
Su güzel, hava güzel,
Can tatlı,
Soyunu inkar edene,
Kibirlenip, böbürlenene,
İntikam da intikam diyene,
Selam bile vermem ha vallahi ha billahi.
İncir kabuğundan katil olana,
Kavuşmak istiyorsan Hüda’ya,
Ellerine açacaksın Sema’ya.
Korkuyorsan cehennem ateşinden,
Akıtacaksın yaşları gözlerinden.
İhtiyar aslanı guruptan kovarlar,
Hem de çok şiddetli darbelerle.
Genç aslanlar kesinlikle kararlıdır,
İhtiyar gitmeden huzur olmayacaktır.
Dişlerini göstererek git derler,
Uzaklaş, bizim hışmımızdan.
Dil dediğin,
İki beton yığını arasında,
Kaygan bir zemin.
Sallarda sallar,
Ta ki, beton yığını yıkılıncaya değin.
Bir vatan ki; göğüne kara bulutlar sinmiş,
Bir millet ki; aç, susuz, eli kolu bağlanmış.
Bu ahval de, bir komutan ki; hedefine aslan gibi sarılmış,
Adı Mustafa Kemal, soyadı ATATÜRK.
Sakarya’da, Dumlupınar’da, Büyük Taarruz’da,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!