Sarıldık sarmalandık. İçinde kaldık çemberin,
Çıkılamıyor, çemberin dibi derin mi derin.
Kurmuşlar darağacımızı, urganı ellerinde.
Belki de muhalefet idama izin vermeyecek.
Birisi tabureyi itecek diğeri de direnecek.
Gözümden yol bulup aktın gönlüme.
Kök salıp, baharı taktın gönlüme.
Yeşerdin, gül verdin, çiçekler verdin.
Bozkırdı bir anlam kattın gönlüme.
Sarı Saçlarını savurup dökme önüne !
Takılır da sonra dolanır deli gönlüme…
Endamın, işvense bedeldir insan ömrüne
Hazan geldi derken bir ömür kattın ömrüme.
Hazım meselesi ey mister.
Kursak kavurgasını ister.
Fransız hazmedemez;
Bizim hazım yüksek,
Sarı yelek mi, ne bilsin?
Şarkılar hatırlatır unutmak istesem de...
Geçmişimi anlatır, kanar açık yaralar.
Duymak istemesem de anlatır sus desem de...
Mazisi derin olan, silinmez hatıralar.
Kiminin nalına vurur, kiminin mıhına,
Kiminin sağına, kiminin soluna,
Vurulan yer açık duran yaransa;
İşte oradan dokunur yarası olana.
Sevdamızın şarkısının,
Dile destan aşkımızın,
Notasını yazmadık mı?
Yüreğimiz ortasını,
İzi derin kazmadık mı?
Nakarat
Kalbimden atamadım bir gün bile...
Aklıma takılman var ya bir hele,
Belki de hislerim sana ulaşır diye,
Aklıma geldikçe savurdum yele.
Günler sayılı dostum.
Saymaya gerek var mı?
Boşa geçmesin ömrün,
Geçen boş zamanını;
Sormaya gerek var mı?
Gözüm görse, elim erse de gönlüm köle
Kalp gözü, vicdanı kör yâre siz söyleyin
Saz telim ile, efkarım gelince dile
Yanımda olmuşsun olmamışsın neyleyim?
Nakarat
Sevil hanım, eleştiri dedikoduya dayalı olmayan haberleşme niteliğinde olunca yapıcı olur. Keşke iletişim imkanı verseydiniz cevap hakkı vermiş olurdunuz. 54 güftem beste oldu, toplam, henüz kaydetmediğim çalışmalarımla 1000'in üzerindeki çalışmalarımdan keşke birkaçını okuyarak karar vermeseydiniz. ...
Yahu bu muhteremin şiirleri gerçekten şiir denemeyecek kadar tuhaf..Yani bir kaç şiirini okudum.Kendimi edebiyata ve o mükemmel şairlere ihanet ediyorum sandım.Her eline kalemi alan her aklına eseni yazarsa ortaya işte böyle ne olduğu belirsiz saçma sapan şeyler kalır.Kusura bakmayın gerçekler acıdı ...