Saçların bir örtü gibi dağılır üstüme
Bakışların hüzün dolu bizden çok uzaklarda
Kurumuş bir gül hediye bana kitabımın arasında
Yokluğuna amade bir adam bıraktın üzüntü sokaklarında
Dökülüyor üstümüze kayan yıldızlar
Damarlarımı ikiye bölüp yırtan çetrefilli yalnızlık
Yaşam fısıldadı onun kulaklarına kalk kızım
Ölüm kızıydı yaşamın ve mor sümbülün son öpücüğü
Melodisine aşina kulakları hoyratça küslüğünün
Parıltısı dökülüyor üstümüze kayan yıldızların
Yüreğimi ortaya koyduğumdan sallanıyor yeryüzü
Çığlıklar atıyor tozu dumana katan küskünlüğüm
Düştüğüm çukurdan yukarı bakıyor gözlerim
Sözlerim düşüncelerimden öte duygular ise kördüğüm
Hayal gücüme hiç bir zaman sığdıramadım seni
Göz perdelerimin kapanmasına birkaç saniye kala tarumar hisler
Geleceğe duyduğum özgüven bitmek üzere,gitmek yaraşır
Darmadağın kalbim,dayak yese ömür dediğin iflah olmaz
Toz kondurmadığımdan sana küskünlüğümü bir nebze olsun,hafiflet omuzlarımdan
Saydırdığım küfürler belkide yokluğuna armağan edilen
Duygularımla okşuyorum tenini,hislerinse sağır
İçimde biriken kahır,yürek boşluğumda yapıyor yankı
Omzuna ulaşmak için çırpınan saçlarından yoldum hüzünü
Kalbim iki büklüm oldu resmine bakmaktan,gözlerimse yaşlı
Karıştığım bulutlar damlacıklarla yağdırıyor aşkı
Yüreğimden asılmış sözcüklerim,sevgi uğruna
Yıllardır süreğen yalnızlık acı vermiş ruhuma
Yokluğuna eş değer duygular gelir geçer içimden
Surlarına dayandım aşkımın,kırık kalbim ve pas tutmuş kılıcımla
Sayıklarım adını gün gelir geçer buluşuruz belki arafta
Sızı damarlarımda gezinen kanın ortasında
Sözcükler çok şey anlatırmış yüzümde ki solgunluğa
Kör gecede darmadağın sinir sistemim
Kargaşanın içinde çığlık atıyor kadın bağıra çağıra
Feyz aldım gökyüzünden bulutlar güneşi okşadığından
Düşündüğün gibi gitmeyince hayatın gerçekte trajedi olduğunu ve yüzleşmen gerektiğini anlıyorsun.
Yükselen fikirlerin aslında süründüğünü anlayınca acını hafifletemiyorsun.
Çünkü yaşam üzerimize atılan bir iftira gibi süzülüyor baştan aşşağa.
Zamanın anlamsızlığında savrulduğumuz vakit anlıyoruz aslında var olan kahırın içine gömüldüğümüzü.
Öyleyse neden bu kalabalık neden ağır hakareti yaşamın ve neden ölüm buluyor zamanı gelince kırılgan insanoğlunu.
Yüreğinin penceresini açtı bu gece,aşk ıslık çaldı ruhuma
Yana yana küle dönmüşken hislerim tekrar alevlendi bir umutla
Hiçe sayılmış gönlümün soygunuydu bu,ince eleyip sık dokuduğu oyunlarıyla
Aslında hazinesi oydu gönlümün siyaha bürünen duygularıyla
Gezinip dururum koynunda zamanın bu bir o kadar amansız
Hayat çöplüğünde arıyorum seni
Sevgi dağarcığımda gizlenmişsin
Uzun bir yola çıkmış yüreğim
Tasını tarağını toplayıp,balçıklı diyardan uzaklara
Tuzaklara kapıldım gül teninin giriftlerinde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!