Tümer amca Şiiri - Hüzün Yücel

Hüzün Yücel
70

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Tümer amca

Yıl 1999, yer Taksim.
Gecenin karalığında yürüyorum bir başıma..
Adımlarım hızlı, üşüyorum,
Montuma sıkıca sarılıp, daha da hızlı ilerliyorum…
İnsanlarda karlı havada telaş içinde koşturuyor
Kimi yeni yıl alış-verişinde, kimi sevgilisiyle elele,
Kimi ise arkadaşlarıyla kuytu mekanlara doğru
İstiklal Caddesi, gelinlik kız gibi
Işıl ışıl parlıyor, her yer kurdelelerle, balonlarla süslü
Milenyuma hazırlanıyor yani

Meydana vardığımda
Bir bankın üzerinde, meçhule giden bir adam ilişiyor gözüme
Üzerine örttüğü, çöpten bulduğu battaniyelerle ısınmaya çalışıyor
Bir de, bir kutu içinde yaktıkları ateşle
Kalıyorum olduğum yerde, çivilenmiş gibi
Bakışlarındaki isyan ve feryat içime işliyor
Yardım istiyor,belli
Sonra utanıyor, yüzünü çeviriyor
Öyle çaresiz,
Öyle derbeder,
Öyle garip bir hali var ki…
Yüzündeki derin çizgiler, yaşadığı acıları ifade ediyor
Terk edilmiş yani
Ne bir arayanı, ne de bir soranı vardı, belli..

Yanına sokulup sordum adını
Soğuktan konuşacak gücüde yoktu
Hem yıllara yenik düşmüştü, hem de kara kışa
Son bir gayretle yattığı banktan doğrulup “Tümer” deyebildi
Yutkundu konuşmak istedi ama konuşamadı
Kelimeler boğazına düğümlenmişti, belli
Sonra da söze tezgahtar piyangocu devam etti.
Bir nefeste anlatıverdi yaşlı adamın hikayesini,
Gençlik yıllarını hızlı yaşamıştı Tümer Amca
Çok kişinin kanına girmiş, çok canlar yakmıştı
Çoluk çocuğunun rızkını gece alemlerinde,
kadınlarla kızlarla yemişti..
Hazıra dağ mı dayanır?
Ne elinde kalmış, ne avucunda
Önce eşi, ardından da çocukları terk etmiş yaşlı adamı
Dostları aramaz, akrabaları da sahip çıkmaz olmuş
Sonra da yalancı dünyanın iyi gün dostları terk etmişti birer birer
Derken bir gün geçirdiği bir kaza
O’nu şu an yaşadığı felakete sürüklemiş

Piyangocu konuştukca yaşlı adamın gözünden yaşlar sicim gibi akıyordu
Pişmandı belli,
“Keşke”leri mırıldanıp duruyordu
Ve yine ağlıyordu
Piyangocu yardım istiyordu,
“Soğuktan ölecek, ne olur kalacak bir yer bulun” diyordu

Benin de gözlerim dolmuştu
Farkında olmadan akıyordu göz yaşlarım
İbretlik bir öyküydü aslında
bir insan hikayesiydi
Ama en önemlisi
“Ne oldum deme, ne olacam” sözünün en belirgin kanıtıydı..

Şimdi Tümer Amca,
Göçüp gitti sonsuza
Yüreğinde bin bir acıyla, keşkeleri ile ve pişmanlıklarıyla
ama bankların üzerinde değil,
Sıcak bir ortamda, kendi gibi kimsesizlerin bulunduğu bir mekanda,
Yumuşacık yatağında, ardından gözyaşları döken arkadaşlarının arasında
Uçtu sonsuzluğa, yüzünde donuk bir gülümsemeyle…
Hoşça kal Tümer Amca, hoşça kal…

09 / 01 / 2006 – 20:00

YALOVA

Hüzün Yücel
Kayıt Tarihi : 7.6.2006 13:01:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Bir gün AKM'de görevi gececi arkadaşıma devrettikten sonra beni bekleyen arkadaşlarımla buluşmaya giderken Taksim Meydanı'nda tanık olduğum bir olaydan esinlenerek yazdım. Şiir de de anlattığım gibi bir yaşlı adamın yaşadığı mini bir öyküydü. Sokakta yaşıyordu, ölecekti soğuktan. O akşam İstanbul'a ilk karın yağdığı geceydi. Bu yaşlı adamın hikayesini haber yaptım ve yetkililerin de yardımıyla darülacizeye yerleştirdik ve orada 4 yıl yaşadıktan sonra vefat etti. Bu yaşlı adam üniversite mezunuydu. Üniversiteyi de birincilikle bitirmiş, kimya mühendisi olarak yaşama atılmıştı. Satranç şampiyonuydu, kimse onu yenemezdi. İki çocuk babasıydı. Ancak bazı nedenlerden dolayı sokaklarda yaşıyordu ve sonunu kendi yaptığı hatalar zinciri hazırlamıştı. Çok etkilenmiştim ve yardımcı olmaya çalıştım. Hikayesi ibretlik bir öykü olduğu içinde kaleme aldım ve yaşlı adamın başına gelenleri şiir dizelerine döküm kendimce.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Hüzün Yücel