Sabah erken uğuldayan sesler,
Yankılanıyor kulağımda,
İşçiler toplanmışlar,
İşçiler....
Gürültüyle çalan siren sesleri
Bu gecenin sabibi yok benden başka,
Yıldızların, ay ışığının,
Gölgedeki silüetin, yanarak akan nehirlerin,
Sensiz geçen saniyelerin, dakikaların,
Özlemin, karşımdaki duvarın,
Hafiften esen rüzgarın,
Bir nefes kadar olsa bile yaşamak isterdim.
Kalemin koyduğu bir nokta,
Kalbin bir tek atışı,
Kahveden alınan bir yudum kadar bile olsa,
Seninle olmak isterdim.
Ani bir çığlıktır o,
Dağlardaki ısırgan otu eşliğinde,
Yanan baldırlar,
Arap saçına dönmüş yaban gülün içindeki,
Kaba saba eller.
Yüzden bakır gözden kahve,
Çaylar, nehirler can vermiş,
Kısa saçları,
Lüle lüle boy atmış,
Umuda açılan kapı mı,
Kapanan,
Yüreğindeki kıpırtılar mı,
Uğultular,
Ayışığında yakamoz mu,
Gölgeler,
Telefonumun çalışını o kadar özlemişim ki,
Yüreğim susamış, gönlüm aç,
Görüntüsü yok, seside,
Sessizliğide,
Sevginin.
Bir ferman çıkartmalı
Karşılıksız Aşk yasaklatılmalı,
Cezasıda kırmızı yaldızlara bürünmüş ip,
Akasyadan yapılmış darağacı.
Celladının üzerinde pembe palto,
Hava puslu,
Güneş ışıldamak için can atıyor,
Küçük su taneleri çıkıyor karşısına,
Kırıyor aydınlığı,
Toz duman bir kasım vakti.
Işık seli ile kamaşmıştı her yanım,
Buz kesmişti gözlerim,
Büyülenmişti ruhum,
Karadeniz gibiydi yüreğimdeki çırpıntılar,
Tam yaklaşmışken,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!