TREN YOLCULUĞU
1978 yılı nisan ayı sonu. Ağaçlar kış uykusundan uyanmış, çiçekler açmış, doğaya bir yeşillik hakim olmuştu.
Adana’da lise öğrencisiyiz. Hafta sonları Adana’dan Erzin’e geliyoruz.
Bir hafta sonu arkadaşlarla yolculuk için tren istasyonuna gittik. Trende bir boş yer bulup oturmuştuk. Yan tarafımızda yetmiş yaşlarında sakallı bir adamla karşı tarafında elli yaşlarında başı açık bir kadın oturuyordu. Yanlarında ise on yaşlarında bir kız çocuğu vardı. Kadına baktım, sanki şeytandı. Yaşlı adamı trenden dışarı salıyor, çikolata aldırtıyor, yiyor. Tekrar gönderiyor, meşrubat aldırıyor, içiyor. Şişeyi salıyor, sakız aldırıyor, çiğniyordu. Yaşlı adamı bir türlü rahat ettirmiyordu. Adamın hiç sesi çıkmıyor, sesiz, uysal, başını sallayıp “Peki”, diyip gidiyordu.
O sırada terene aksakallı, bakımlı, dinç bir adam bindi. Kadının yanına gelerek karşı tarafı gösterdi.
“Buranın sahibi yok mu? ” dedi.
Düşünce ile dolu iken,
Tükenmez ezalar içinde,
Ümitler, tereddütler geçirirken
Kederler içinde yoğurulurken
Mesut olan,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta