Sevda getirirken birilerine, hüzün götürür birilerinden aynı tren
umutsuzluğa bakarsın son vagonun küçülüşüne
öylece kalırsın ananın örekesi istasyonunda, yalnızlığına yaslanmış
gözyaşlarıyla ıslamış gözlerin, bir ömürden bir gün fazla yaşlanmış
yüreğin makaslara atlayıp değiştirmek ister nafile,
sen doğmadan döşenmiş, o raylarda, çok ömürler tükenmiş
kendine mi ağlarsın, ağlanası haline mi bilemezsin
susma zamanı olduğunu anlarsın, trenin sesi de duyulmaz olduğunda
rüzgarın sesinden başka ses duymaz kulakların bir yavru kedi miyavlar sanki yüreğinde
tepeden tırnağa soyulmuş derin,
acıtır bedenine dokunan yağmur damlaları, ki onlardı o tren geldiğinde sevda yağmurları
masumdun, anadan üryan, o trenle gelmişti, o trenle gitti on yıllarca sürecek sandığın sevdan
yürüyesin mi kaldı, adım atacak can, gidilecek yan
öylece kalırsın ananın örekesi istasyonunda, yalnızlığına yaslanmış
gözyaşlarıyla ıslamış gözlerin, bir ömürden bir gün fazla yaşlanmış
05 02 2007
Feridun Nevzat UnanKayıt Tarihi : 5.2.2007 10:36:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Feridun Nevzat Unan](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/02/05/tren-42.jpg)