Büyük boşluğun konuştuğu kimsesizlikte zaman
ÖLÜ cipler kaynak yapılmış gülümsemeler lehimlenmiş duruş
Tek tek ele geçiriyor içimizdeki evreni.
Sanki dunsuz olan bir şeyler başlamışçasına
Kirli ve yapışkan bir an 'da donup kalmış sesler.
Ne gam kendine yabancı beden, ruhu ucuz kucaklayış
Sisli göz ve durmadan boşluğa konuşan susuş.
Kendine yıkılmış adam ve çatı yürüyor her sokağı Yeryüzünü odasına
kıstırımş kadın en derin uykusunda. Durmadan en derin uykusunda.
Sıradan ve sarsıntısız. Gizli bir korkunun şehvetiyle öpüşmekte aşk.
Yazık mı bu sözlerden geçen geçmiş, tutanaklar ve Gelecek. Bır çocuk
borsa uçlarında...
Her akşam baskılanmış hayatı anlatıyor tiner ve ter
Tüm çiçekler ve çiçekçiler kandınyor içimizdeki cesetleri
Ki biz ona hep aşk diyoruz, bile bile yanıldığıımz! .
Sümbüller nergisler gü ller ve kuşlar
Kuşları karanlığa çeken ışıklar.
ışıkların altında kimsesizliğin alışverişinde insanlar.
Boş sloganlanyla yaralı bir köpeği seven hümanİzma. Durmadan
döverek seven kör inanç eleştirisiz bellek
Ve kelimeleriyle ancak mezartaşı süsleyen kırbaç
Neyi tanımlarsa suç ve utanç.
Böyle geçip gidiyor içimizdeki zaman, sorgusuz ve ayrıntısız.
Anıları olmayan bizler kovuğunda modem bir hayvan duruşu. Kandır
beni, aldat, terk et ve buna boşluk de:
Nasılsa resmediliyor yüzyıla çengellere asılımş dilleri sarkıyor Sevginin
dostluğun arkadaşlığın ve elbet aşkın.
Ertelenmiş değil terkedilmiş bır ruhtan ne kalırsa geriye
Travma: Bizi büyüten insan.
Kayıt Tarihi : 18.9.2018 11:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!