’Ne kadar yamalarsan yamala
Gölgenden kanamaya başlamışsın bir kere … ’
I
/Günlerin paslı prangalarında, infaz edilen suçlu imgelerdik...
yalnızlığın defansına çekilerek, hep kısık sesle okuduk, ölümün beslediği yara izi şiirlerimizi...
yoğun istek üzerine tekrar söylediğimiz kanamalı şarkılarımız, nakarat aşklarda...
hayata ödünç verdik hayallerimizi, kocaman bir çaresizliğin eskiyip giden yıllarında.../
II
sen şairsin, sözcüklerin kuralsız tanrısı
içindeki kederle çok uzun yollar denedin
yüreğinde kuş ölüleri! ..
sen böyle ağrısız, şiirsiz,
şehvetle tükenen aşkların tedirgin
ve takatsiz yolcusu...
şimdi diz çök şiirlerin önünde! ..
III
dönüp ardına bakmayan gitmelerde
kül rengi harcısın delikanlı sevmelerin
asla kapanmayacak bir yarasın sen
bir anlık aptallığı, kirli aldatmaların
ve utancısın, üç kuruşluk sevdaların...
ve donar her şeyin, aşkın ve yenilginin tarihinde-
gözü dönmüş şehirlerde, sessiz katliamlar, kalabalık gürültülerde! ..
çoğalan yanılgılar ve tükenen umutların şairisin...
yalnızlığı anlamlı kılıp, kendini erteleyen intiharlarda,
yaraların en uğrak yerinde, gecenin en uzun sabahlığında
kanun hükmünde yasak bakışlar senin değil, kendi gözlerinde
hüznün örselediği sessizlikler senin değil! ..
üstelik şairsin, kimliksiz cinayetlerde! ..
ağızda küfür, bıçakta kansın sen! ..
sen şairsin, anlamsızlığın orta yerinde! ..
hep arkalara saklanmışcasına, seviştiğin çıplak yalnızlığın
ve ardından bakakaldığın uçurtma özlemlerin! ..
daha kaç şiir de vurulur ömrün, üstü örtük acılarda
kalbini rehin bıraktın şiirlere, sesini sessizliğe
senin, yutkunduğun çığlıkların, cümlelerin var,
bozgun mısraların, noktalama işaretlerin
ve altı kırmızıyla çizilmiş,
’içinde birbiriyle yer değiştiren hüzünlerin! ..’
sen şairsin, bir çok soru’nun yanıtısın..
camlara çarpan yağmur kadar zarif
yaradan düşen kabuk kadar asil
acının doğuşu, aşkın batışı! ..
aşk dediğin, dudaklarında çatlayan-
ve gözlerinde kanayan melankolik hıçkırıklardı! ..
sen şairsin, sözcüklerin kuralsız tanrısı
içindeki kederle çok uzun yollar denedin
yüreğinde kuş ölüleri! ..
sen böyle ağrısız, şiirsiz,
şehvetle tükenen aşkların tedirgin
ve takatsiz yolcusu...
şimdi diz çök kendi hayatının önünde! ..
(Birdal ERDOĞMUŞ/İKİBİNON)
Birdal ErdoğmuşKayıt Tarihi : 14.2.2011 15:48:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!