Çocukluğuma gittim nedense.
O kadar tozlu, puslu yollardı ki...
Çok zaman geçmiş, belli ki.
Sanırım çok yaş aldım.
Oysa ki hâlâ kıvırcık saçlarımı savuruyorum
Ankara'nın serin havasında.
Ellerim dumur olmuş kış ayazında,
Sobanın üstünde yapılan muska böreği...
Peyniri bol ha, acısı da yerinde.
Kuru köfte kokusu hâlâ burnumda,
Odunun yanık kokusuyla.
Ve annem...
Bal dudaklım...
Elma yanaklım...
Yüreği melek annem...
Sonradan öğrendim neden puslu o yollar,
Neden tozlu dünkü yarınlar...
Annemin silüeti göz pınarlarımda.
Masum yüzü...
Utangaç /
Çekingen /
Ürkek...
Sevmekten,
Sevdiğini üzmekten korkan...
Burnumun direğinde asılı kalmış hasreti,
O yüzdendir dünkü yolun tozu.
Ahh anam!
Ahh keşkem!
O tozları silmek isterdim zorlu yollardan.
Buram buram kokan
Ekmek arası domatesi tatmak isterdim yeniden.
O mahcup bakışını tekrar yakalamak,
Dağ gibi arkanda durmak isterdim.
"Şimdi anladım" demiyorum,
Çok oldu anlayalı yaşadıklarını...
Yaşayamadıklarını...
Yaşamak zorunda kaldıklarını...
Hasretini /
Yangınını /
Yokluğunu...
Kayıt Tarihi : 31.8.2025 02:26:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Anneme olan özlemimin, keşkelerimin doruk noktasına geldiği bir andı ve kalemimin ucundan dökülüverdi bu şiir. Yokluğunda varlığını hatırlatan tüm annelere ve özlemle yoğrulan tüm evlatlara gelsin. Keyifli okumalar...
Oldukça ilginç, derin manalı ve düşündürücü. Üç ayrı mevzu
harmanlanıp kombine edilmiş? Çocukluk, Anne sevgisi ve
hasret...İlhamınız çağlasın, keskin kaleminiz eğilmesin.
Çok teşekkür ederim. Saygılar sunuyorum.
Cansın abim, canımsın. Teşekkür ederim.
TÜM YORUMLAR (3)