Bu yalpalamalar zekânın ruhsallaşan soyutlamaları ile sanı kanı oldurmalarından tutun da; toplumumsu ilişkilenmelerin sık sık ve sürekli, yenden ve yeniden düzenlenmesi nedeni ile oluyordu. Bu üretim ilişkilerinin değişmesinin dayattığı bir zorunlu girişim düzenlemesi idi.
Nesnel, akli düzenlenme ve soyut çıkarımların, eylemlerini ve nesneyi etkileme girişimleri (bilimselliği) öyle birden ortaya çıkmış değildir. Ama akli olanın, çekey alanına konulduğu; sosyal kabulü sağlayan çekiciler ve sosyal yetkinlikler var edildi. Sosyal düzenleniş ve sosyal düşünce geliştirme çekicileri, bir akli düzenleme ve bir akıl koyuş olarak; her daim, çekim alanında kutupsal polarma, birim alanlarını var ediyordular.
Bu polarma birim alanlara gidiş, hep düz gidişin yapılaşması değildir. Esasen düz gidişler olanaklıda değildir. Bu kurumlaşma ve kurallaşmalar, yalpaların salvo ve falso atışlarından,
Kavileşiyordu. Yani deneyim; hem aklın, hem sosyal aklın bir çeşit sınama yanılma metodu oluyordu. İşte bu metotlar, başlangıcın büyü, sihir, tılsımı idiler. Bu tılsım, aynı zamanda sıradan insan yaşantılarının kanıksamaları da oluyordu.
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman