Torosların Sesi

Bu yağmur kokusu Toroslarda
Yağmur yağmur iner hüzün
Torosların ağırlığı yazılıdır alınlarda
Bu dağı sırtlayan serçeyi görür gözün.

Kar,kopup gelir dağın arkasından
Ladinlere giydirir beyaz hırkasından
En sonunda güneş tutar yakasından
Eridikçe çoğalır yerde yatan kar.

Çeşme yol kenarında şarkılar söyler
Sesiyle mest olur ovalar,köyler
Sessizliğiyle toprağa musallat olur közler
Dağın dibinde yolları gözler çeşme.

Yol üstünde durur iki kavak
Ömür dökülür dallarından yaprak yaprak
En sonunda onu da kucaklar toprak
Sırat gibi incelir gözlerimde yol.

Mezarlık ki uzun çamlar içinde
O çamları dikenler yatar dibinde
Mezar taşı gibi dikili tepelerinde
Bir Fatiha diye inler şu mezarlık.

Dere, dağ bayır koşar gelir
Rabbinden aldığı kutlu bir emir
Kavuşur denize,onun aşkıyla erir
Benim gönlümde durmadan birikir dere.

Dolunay, bir kağnı gibi gıcır gıcır
Işık dolu cepleri şıkır şıkır
Güneş olmasa elde var sıfır
Işık yudumlar gök sofrasında dolunay.

Köy yağmur denizinde bir vapur
Toprak konuşur,sesinde var huzur
Yerle bir olan evler bile vakur
Şiir olup üzerime yağan bu köy.

24.01.2012 - Gazipaşa