siren sesinde erir bir ceylanın gözleri
ayrık otu gibi arsız kök salar hüzün
keçi yolunda sürülür
nalsız tayların baş çektiği Yörük göçü
yakınlaşır gönül isterse; ıraklar
ta ötelerde yatak atar yayılıp gerilir
salar kendini alivüyon üstüne
buharlaşarak akan ırmaklar
sulak iklimde kök salar
arsız hüzün, soysuz gelincik
ırgat yüreğinde pamuk boyunca
uzar dilekler
başı mızrak, dişi kunduz
el tutar, döl verir yürekler
türkülerde bulur
büyük yangınların ilk kıvılcımını
boncuk oyalı, yazmalı ergen kızlar
dipsiz kuyulardan çıkrık sesi gelir
suya katar sevdasını eli kınalı gelinler
yelelerini dik tutar, kuyruklar çelimli
rüzgara karşı koyar
ırafanlar, tülüler ve gulinler
ovasında ceren, sevdasında hüzün kıpraşır
tulumba başlarında tetikler bakışlar yüreği
kıvratır, düğümler, acıtır aşk adamı
toprak evlerden, kaval namelerinden
kara bıyıklı onulmaz naralar gelir
şavkır meşe yapraklarında ayın ışığı
sarp kaya, toplu andız
kanat vurur bir kartal, yalnız
ıslık çalar, meşk arar derelerde
gece öfke sınar
karanlık ve tok sesiyle
dik yamaçlarda yol tutan süvarilerde
kızanlar büyür, taylar büyür, bir ateş büyür
öbek öbek serpili kerpiç damlarda
buhar tutar gözleri;
çıngıraklı yılanların
toy oğlanların
ey bakir toprak, inci deniz, soylu gökyüzü!
ovasında ceren,
sevdasında destan kıpraşır
dipsiz kuyulara atılan naralar
efsunlu zamanlarda merhalesine ulaşır
siren sesinde erir bir ceylanın gözleri
ayrık otu gibi arsız kök salar hüzün
Kayıt Tarihi : 17.10.2008 09:33:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!