Topukların Hakları Şiiri - Hüseyin Erdinc

Hüseyin Erdinc
101

ŞİİR


11

TAKİPÇİ

Topukların Hakları

Topukların Hakkı

“Şu topukların hakkını veremeyeceksen giyme,
lütfen.”
Söylemesi kolay bir cümle gibi duruyor, değil mi?
Ama içinden geçtiği kalp,
aslında ne çok şey taşıyor, ne çok şey gizliyor.

Topuk, sadece bir ayakkabı değildir.
Kadının boyunu uzatmaz yalnızca,
ruhunu da uzatır gökyüzüne.
Adımını yere bırakmaz sadece,
sesiyle yankılanır bir şehrin içinde.
Ve bazen, bir kadının topuklarının tıkırtısı,
bin kelimenin suskunluğundan daha çok şey anlatır.

Ama işte mesele şurada başlıyor:
O sesi taşıyabilecek misin?
O yükün hakkını verebilecek misin?

Çünkü topuk giymek, sadece bir estetik tercihi değil.
Bir duruştur.
Bir meydan okuyuştur.
Kimi zaman bir kırılganlık, kimi zaman bir ihtişamdır.
Ve sen, eğer o topuğun ağırlığını kalbinle taşıyamayacaksan,
o sesi adımlarında yankılatamayacaksan,
işte o zaman en güzel ayakkabı bile senden intikam alır

Bak, hayat da böyledir aslında.
Topuk dediğimiz şey, sadece bir sembol.
Kimliğin, kararlılığın, gururun,
hayata karşı dik duruşun sembolü.
Sen güçlü yürümezsen,
sen omuzlarını kaldırmazsan, sen gözlerini ileriye dikmezsen…
o sembol boşa düşer.

Ve ben diyorum ki:
Şu topukların hakkını veremeyeceksen, giyme.
Çünkü o tıkırtı, sahte bir özgüvenin, yarım bir cesaretin sesi olmamalı.
Çünkü o ses, yüreğinle birleşmediği sürece, sadece boş bir gürültü olur

Biliyor musun, ben kadınların topuk sesini hep başka duyarım.
Kimi kadın var, adımını attığında toprağı bile kendine boyun eğdirir.
Bir başka kadın var, aynı ayakkabıyı giyer ama sesi eksik çıkar, yankısı sönük kalır.
Fark nedir biliyor musun?
Biri kendi yükünü taşır, diğeri başkasının bakışını.

Sen kendi yükünü taşımadıkça,
başkasının gözüne göre giyindikçe, o topuk sana ağır gelir.
Düşersin, sendeleyerek yürürsün.
Ama sen içinden güçle yürürsen, o topuk seninle büyür, seninle gürler.

Belki de mesele şu:
Hayat sana hangi topuğu giydirdi?
Kader sana hangi yükü verdi?
Ve sen onun hakkını verebildin mi?

Çünkü bir kadın, bazen kalbinde görünmez topuklarla dolaşır.
Kimse görmez ama o bilir; taşıdığı yük, giydiği topuktan daha ağırdır.
Ve eğer o yükü onurlu taşırsa, adımlarının sesi hiç kesilmez.

“Şu topukların hakkını veremeyeceksen giyme, lütfen.”
Aslında bu bir yasak değil, bir çağrıdır.
Bir hatırlatma.
“Yürürken sadece ayağını değil, yüreğini de koy yere” demektir.
“Adım atarken sadece taşları değil, gökyüzünü de titre” demektir.
“Yalnızca yükselme, yükselişinin bedelini de taşı” demektir.

Çünkü topuğun hakkını vermek,
sadece bir kadının değil, bir insanın meselesidir.
Kim olursak olalım, hangi yükü omzumuza aldıysak,
hangi kelimeyi dilimize koyduysak, hangi sözü dudaklarımızdan çıkardıysak…
onun hakkını vermek zorundayız.

Ben sana kızmıyorum, ben sana engel de koymuyorum.
Ama yalvarıyorum:
Eğer o sesi kalbinden geçiremeyeceksen, boş yere taş çıkarma yoluma.
Eğer o topukları kendine ait kılamayacaksan, başkalarının gözü için giymesen daha iyi.
Çünkü sana en çok yakışan, senin yüreğinle bütünleşmiş adımlarındır.

Ve inan bana, hakkını verdiğin her topuk, seni sadece birkaç santim yükseltmez.
Seni gökyüzüne taşır.
Seni kalbinde büyütür.
Seni kendine çevirir.

O yüzden son kez söylüyorum:
Şu topukların hakkını veremeyeceksen giyme, lütfen.
Çünkü ben, yarım bir yankının değil, içi dolu bir adımın sesini bekliyorum.
Çünkü ben, sadece yükselen bir boyun değil, yükselen bir ruhun izini görmek istiyorum.

Ve sen…
Eğer hakkını verirsen, işte o zaman topuklarının sesi şiir olur.
Adımlarının gölgesi şarkı olur.
Ve sen olduğun yerden, olduğun gibi yükselirsin.
Hüseyin Erdinç

Hüseyin Erdinc
Kayıt Tarihi : 8.9.2025 21:20:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!