söylenecek ne varki aşka dair
neydi aşk
bir girdabın eşiğine sürüklenmekten başka
umutsuzca ve umarsızca
kimbilir dolmuşta yanyana oturduğunda
seni arıyorum
uzun sürmüş bir günün akşamı
ve uzun sürmüş bir yürüyüşün
yorgunum
hislerim yorgun
sensizliğin ilk gecesi bu
belliki son olmayacak
gözyaşlarım saklı kalsın boş mısralarda
sesimi duyma
ihtiyacım yokki sana
bir ıslak fotoğrafın çok şey veriyor bana
acılar köprü kurmuş bir yanımdan bir yanıma
figanım boş yere artık küsmüşüm hayata
ne güvenim kaldı boş bir satıra
nede geçmişte kalan hoş bir anıya
yakınlar çok uzak artık güneş hüzünlü batıyor
bana ne diyorum kendi kendime
diyemiyorum
hakikatmı tüm bunlar
yalan olan neydi peki
bilmiyorum
seher yelinde uçuşan buğday taneleri
senki yeşillikler içinde gizli solmuş bir gül
okyanusun ortasında kalmış bir parça mavi deniz
hüzünlü bir çift göz çaresiz
haykırır sonsuzluğa sessiz sessiz
senki gül benzi sararmış solmuş bir hüzün
papatya falına baktım bu sabah
sevmiyor
gerçeği saklıyor
söylemiyor
döküyor yapraklarını
tutmuyor
sonbaharın sarı yaprakları döktüğü o gün
sana lanetler olsun
daldan düşen bir yaprak gibiçıkmıştı karşıma
daldan düşen bir yaprak gibi kuruyup gitti
böylemi bitmeliydi
senin gidişini bile seviyorum
bir sabah uyanıpta seni karşımda görürsem
bitermi sanırsın sana olan hasretim
sana özlemle sarılsam
hasretin diktiği fidanlar kurur mu sanırsın
dindirirmi sanırsın gelişin
ne o yine yalnızmı kalacağım
azrail kapımı çalacak usul usul
sensizliğin ardından ağıtlar yakacağım
duymayacaksın
yarınlar zalim olacak dün gibi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!